Ben barf, bu soruyu kuru mama ile besleme yapan arkadaşları Çiğ beslenmeye davet etmek için açtım :)
Tüm kuru mamalar yoğun bir şekilde pişirilmiştir. Bu, hayati besinleri yok eder ya da
değiştirir.
Benim
kedim kuru mamayla gayet iyi!
İnsanların sıklıkla yukarıdaki cümleyi söylediğini duyuyorum. Bununla birlikte
aşağıdakileri hesaba katın:
Yaşayan her canlı hastalık süreçlerinin dış belirtilerini gösterene kadar “iyi”dir. Bu,
çok bariz ve basit bir ifade
ymiş gibi gelebilir fakat bir düşünürseniz...
“Kedigil Diyabet Mesaj Panosu”ndaki her kedi, sahipleri diyabetin belirtilerini fark
edene kadar “iyi”ydi.
İdrar yolu tıkanmış her kedi işeme zorluğu çekmeye başlayıp ya mesane
yırtılmasından ölene ya da acil
en kateter takılması için hastaneye yetiştirilene
kadar “iyi”ydi.
İdrar torbası iltihaplı (sistit) her kedi acılar çekip kanlı idrar çıkarıp kendi suçu
olmaksızın kum kabını ıskalayarak evi pisletene kadar “iyi”ydi.
Her kedi, türsel olarak uygunsuz, hipe
ralerjenik gıdalarla beslenme sonunda gıda
hassasiyeti/İBH (inflamatuvar barsak hastalığı) ya da astım belirtileri gösteren
kadar “iyi”ydi.
Her kedi, o böbrek ya da idrar torbası taşı klinik işaretlere neden olacak
büyüklüğe ulaşana kadar “iyi”ydi.
Tüm
kanser hastaları, tümörleri yeterince büyüyünceye ya da klinik işaretler
gösterecek kadar uzak bölgelere yayılıncaya kadar “iyi”ydi.
Konu şu ki, hastalıklar canlı tarafından fark edilmeden çok daha öncelerden itibaren
“demleniyorlar”.
“Ama be
nim kedim kuru mamayla iyi/sağlıklı” ifadesinin benim için pek bir şey ifade
etmemesinin nedeni bu çünkü ben
önleyici beslenmeye
inanıyorum. Türe uygun bir
beslenme uygulansaydı (düşük karbonhidratlı konserve ya da ev yapımı gıda
–
kuru
mama değil) önleneb
ilecek bir tıbbi problemle karşıma bir hasta çıktığında kendimi
“Amanın! Tahminimce şu anda o kadar iyi değil” derken bulmak istemiyorum.
%10'u sudur.
Kedi sahiplerinin hüsnükuruntularının aksine
kediler aradaki bu farkı su kaplarından karşılayamaz.
Birkaç araştırma gösterdi
ki tüm kaynaklar hesaba katıldığında (ma
ma ve su kabı) konserve mamayla
beslenen kediler kuru mamayla beslenen kedilere göre iki kat fazla su tüketiyor.
Karbonhidratlar bazı kedilerin kan şekeri/insülin dengelerini mahvederek onları
diyabete daha eğilimli kılar. Kuru mamalar ve bazı konserve ma
malar fazla
karbonhidrat içerir; bazıları diğerlerinden çok daha kötü olmak üzere. “Tahıl
içermez”in her zaman “düşük karbonhidrat” anlamına gelmediğini (çünkü genelde
tahıl yerine patates ve bezelye kullanılıyor) not edin.
Kediler “zorunlu etobur”durlar
; bu, proteinlerini etten karşılamak üzere
tasarlandıkları anlamına gelir; kuru mamalarda çok yüksek düzeylerde bulunan
tahıl, bezelye ve patatesten değil.
Popüler söylentinin aksine kuru mamanın diş sağlığına pozitif bir etkisi yoktur ve
diş hastalıkları
nı engellemek için kullanılabileceğine dair bilimsel bir destekten
yoksundur. Genellikle bütün olarak yutulur fakat çiğnense bile gevrektir ve
parçalanır; dişe karşı törpüleyici bir kuvvet oluşturmaz. Bununla birlikte konserve
mama da törpüleyici bir kuvve
t oluşturmaz ve kuru mamayla karşılaştırıldığında
diş sağlığı açısından daha iyi değildir (fakat daha kötü de değildir). Kedinizin
dişlerini her gün fırçalamak, ağızlarını sağlıklı tutmak için en iyi yoldur.
Çiğneyecekleri et parçaları vermek de işe yarar.
catinfo.org'daki “
Kedi Maması
Yapmak
–
Ağız Sağlığı
[Making Cat Food
–
Diş Sağlığı]” bölümüne bakınız.
Kedileri doğru beslemek kesinlikle bir “
ya şimdi ödersin ya sonra
” durumudur. Kedi
bakanlar genelde konserve mamanın çok pahalı olduğunu ifade eder fak
at kuru
mamadan kaynaklı hastalıkların tedavisi de hesaba katılırsa veteriner faturasını
gördüklerinde konuyu yeniden değerlendirirler.
Kürklü dostunuz kendini, düzgün beslenmeyle engellenebilecek hastalıklı durumların
içinde bulmadan “
engelleyici beslen
me”
yi hesaba katınız.
Türe uygun kedigil beslenmesine dair daha fazla detay istiyorsanız okumaya devam
ediniz. Önemli noktaları vurgulamak için yukarıdaki bazı bilgiler tekrar edilecektir.
10'lara inecek şekilde çok
fazla pişirilmişlerdir oysa konserve mamalar ortalama %78 su içerir. Konserve mamaların
kedilerin su ihtiyaçlarına daha uygun olduğu açıktır. Ağırlıklı olarak kuru mamayla
beslenen bir kedi ko
nserve mamayla beslenen bir kediye göre daha çok su içer fakat
tüm kaynaklardan aldıkları su hesaba katıldığında (yediklerinden aldıkları su ve içtikleri
su) kuru mamayla beslenen kedi konserve mama yiyen kedinin yaklaşık yarısı kadar su
tüketir.
Su alım
ında önemli oranlardaki bu düşüş kedileri ciddi böbrek ve mesane
hastalıklarına ve çok ağrılı, tedavisi pahalı ve öldürücü olabilen idrar yolu
tıkanıklıklarına yatkın hale getirir.
Konserve mamayı kedinizin idrar yolunu günde birkaç kez yıkamak gibi düşün
ün. Bu
kedinizi, ölüm riski içeren idrar yolu tıkanıklıklarını, enfeksiyonu, iltihaplanmayı da (sistit)
içeren idrar yolu sorunlarını ve muhtemelen kronik böbrek hastalığını (kedilerde önde
gelen ölüm nedenlerinden biri) geliştirmekten alıkoyar.
Kedileri
n Hayvansal Kökenli Proteine İhtiyacı Vardır
Kediler zorunlu (katı) etoburdur ve besinsel ihtiyaçları bakımından köpeklerden çok
farklıdır. “Zorunlu etobur” ne demektir? Kedinizin besinsel ihtiyaçlarını karşılamak için
büyük miktarda hayvansal proteinler
(et ve organlar) tüketecek biçimde tabiat ana
tarafından tasarlandığı anlamına gelir; bitkisel proteinler (tahıllar ve sebzeler) değil.
Tüm proteinlerin eşdeğer olmadığını hatırlamak önemlidir.
Hayvansal dokulardan türetilen proteinlerin eksiksiz bir am
inoasit profili vardır.
(Aminoasitler proteinlerin yapıtaşlarıdır. Bir yapbozun parçaları gibi düşünün.) Bitkisel
tabanlı proteinler zorunlu etobur bir hayvana gereken kritik aminoasitlerin hepsini
içermez. Bir proteinin kalitesi ve kompozisyonu (yapbozun
tüm parçaları mevcut mu?)
onun “
biyolojik değer
”ini ifade eder.
İnsanlar ve köpekler bitki proteinindeki yapboz parçalarını alıp onlardan eksik olanları
üretebilirler. Kediler bunu yapamaz. İnsanların ve köpeklerin vejetaryen beslenebilip de
kedilerin bes
lenememesinin nedeni budur. (Köpekler için vejetaryen beslenmeyi
öner
me
diğimi not ediniz.)
Genel olarak konuşursak, çoğunlukla ağırlıklı olarak bitkisel olan ve daima çok pişirilmiş
olan kuru mama proteininin kalitesi, konserve mamalardaki çoğunlukla et t
abanlı olan
ve daha az pişirilmiş proteine eşdeğer değildir. Bu nedenle kuru mamadaki protein daha
düşük bir biyolojik değere sahiptir. Bitki proteinleri et proteinlerine göre daha ucuz
olduğu için mısır, buğday, soya, pirinç vb. ürünleri kullanırken pet g
ıdası şirketlerinin
daha büyük bir kâr marjı olur.
Kuru madde üzerinden hesaplandığında (ambalajdaki değerler ıslak ağırlık değerleridir)
çoğu konserve mama kuru mamadan daha fazla protein içerir. Fakat unutmayın ki
protein miktarı tek başına tüm hikayeyi
anlatmaz; kritik olan konu proteinin biyolojik
değeridir.
%5 karbonhidrat kalorisi içerir. Tüm konserve mamaların
istenilen düşüklükte karbonhidrat içermediğini de not ediniz çünkü bunlar da yüksek
miktarlarda tahıl, patates ve bezelye içerebilir. (catinfo.org'un yan barında linki bulunan
P
rotein/Yağ/Karbonhidrat Çizelgesi
'ne [Protein/Fat/Carb Chart] bakınız.)
Kedilerin karbonhidrat ihtiyaçları yoktur ve daha kaygılandırıcı olanı, yüksek
karbonhidrat içeren bir beslenmenin sağlıklarına zararlı olabileceği gerçeğidir. Bir
otoburu (at, inek
vb.) hiçbir zaman etle beslemezsiniz; o zaman neden bir etoburu etle
aromalandırılmış kahvaltı gevrekleriyle besliyoruz.
yapımı dengeli bir mamanın hazı
rlanması da dahil
olmak üzere kedigil bakımıyla ilgili başka yazıları da bulacağınız catinfo.org'u lütfen
ziyaret edin.
Dr. Lisa A. Pierson
catinfo.org
Kasım
2013
Yıl şuan 2018 bakalım tamamını okuma erdemine kim sahip olucak yoksa geleneksel olarak önyergı ile bir çırpıda geçip itirazmı edicek aziz hayvansever arkadaşlar.
Site güzel ama ingilliçççe :))
zuhall hanım bu yazı alıntı ve bir veterinerin ağzından anlatılıyor dramatikleştiren yok olduğu gibi paylaştık siz bu veteriner bayanın telefonunu yada en kötü ihtimalle sosyal medya hesaplarını bulabilirsiniz (faceye yazın çıkar)translate yardımıylada sorunuzu yöneltebilirsiniz size cevap vericektir gerçi makalede yazıyor ama :)
Farklı bir başlıkla belki aşı sorusunu sorabilirsiniz.
Yok dramatiklestirmeye anlamazlar vs demissiniz ya onun icin dedim makaleler icin degil :)
anladıysanız sorun yok . illa tartışma olmak zorunda değil .Dileyen tercih eder dileyen etmez.Herkesin karar mekanizması bilgi ve tercihlerini belirlemede özgür. ben çiğ beslicem mesela kimi ilgilendirir ki kimseyi anlamak isteyenede ya kibarca soru sormak yada uzmanına danışmak kalıyor.
zuhall hanım kedilerde alışkanlıklar rol oynar doğasına uygun beslenmesi için sunulan herşeyin doğal olması gerekiyordu dolayısı ile ne verildiyse ona alışmış ama yavaş yavaş herşeye alışabilir zaman alsada öyle çünkü benim kedimde herşeyi yemiyordu sevdiği bir vitamin vardı mamalarına onu karıştıra karıştıra verdim tadına baktı önceleri sonra azcık yedi şuan yiyor ama asla sebze meyve yemez zaten yedirmem.Salam sosise alışan çocuklar bamya,kereviz,enginar yiyormu hayır neden...
ben çocukluktan tatlıya çok düşkünüm zararlı biliyorum ama kendimi alamıyorum vb gibi :)
Soruya cevap yazabilmek için üye girişi yapmalısınız.
Uzmanlardan ve diğer üyelerden faydalı cevaplar almak için:
Yeni Soru Sor