@Buzulperisi
Çocukken sizin gibi bahçeli bir evimiz ve bir sürü kedimiz vardı. Tabi içlerinden biri ayrıydı. Onu bebekken bacağı yaralı şekilde bulmuştum. 7 yaşında falandım ve veteriner diye bir olgudan haberim bile yoktu hayvanları da hastanelere götürdüğümüzü sanıyordum. Aileme onu hastaneye götürelim diye yalvarıyordum ama o zaman için imkansızdı. Eve de almama izin vermiyorlardı şu an bambaşka düşünseler de o günler de kedi pisti ve eve alınmazdı.
Evin arasında ona bir yer yaptım ve elimden geldiğince baktım ona. Bacağı neredeyse kopmuştu kanlar içindeydi ve topallayarak yürüyordu. Annem ona evde ne piştiyse verdi babam onun için balık tutmaya gidiyordu ben kendi salam sucuk hakkımı verirdim harçlığımla mahalle sütçüsünden süt alıp verirdim. Kedi maması diye bir şeyden haberim bile yoktu tabi şimdi kedime vermeyeceğim şeyler lükstü onun için. O şartlar da çok iyi besledik. Komşularımız da veriyordu. Bir sürü kediye baksam da en çok onu seviyordum.
Benim okuldan geleceğim saati bilirdi ve ne zaman servisten insem beni karşılardı
Ördeklerimiz de vardı onlara asla zarar vermez diğer kedilerden korur bekçilik yapardı çok uysal dünya tatlısı bir kediydi. O yaralı bacağı tamamen iyileşti topallamıyordu bile artık. Hayatıma neşe katıyordu onunla oynamak ismini çağırınca koşa koşa gelişi ve başka bir sürü güzel anı bir çocuğun sahip olabileceği en güzel şey. Sanırsam 5 sene kadar böyle devam etti
Ta ki taşınma vakti gelene kadar…
Yeni evimize onu götürmek söz konusu bile olamazdı. Ayrılık vakti yaklaştıkça geceleri ağlıyordum zaten her gece ya dışarı da ona başka kediler zarar verirse diye hep ağlıyordum çünkü diğer kedilere göre zayıf ve ürkekti dışlanıyordu kedi kavgası duyunca terliği alır dışarı koşardım onu korumak için.
Bahçeli evimiz taşrada kalıyordu biraz yeni evimiz çarşıdaydı uzaktı. Ben çok üzüldüğüm ve eski evimizden de kopamadığımız için her hafta sonu gidiyorduk. Onu besliyordum seviyordum falan ama aylar geçtikçe daha az gelir olduk o da
Daha az gelir oldu. Eskiden sesimi duyar duymaz gelirken mahalle de onu arar oldum. Sonra bir gün hiç gelmedi
Sonraki günler de gelmedi
Sırf onu görmek için giderken eve artık canım gitmek de istemiyordu ama bir umut her gittiğim de aradım ismini seslendim yemek koydum.
Ama ondan koptum
Asla doya doya sevemedim eve alamadım koruyamadı ilaç veremedim. Çocuk ben için bunlar çok yaralayıcıydı. Aileme hala kızıyor ve söyleniyorum ne olurdu yanımda götürseydik diye çocuğunuzu bu kadar üzmeye değer miydi? Tüymüş pismiş bilmem neymiş nasıl olur da ona olan sevgimizden daha önemli olabilir ? Hatırlıyorum da hayvanlar konusunda bilgili olan bir tanıdığımız onun İçin kimlik çıkarabileceğini söylemişti bana ve çok mutlu olmuştum. Ama çıkarmadı çıkarsa da ne değişirdi niye bu kadar heves etmiştim bilmiyorum. Bana ait olduğunun kanıtı olacaktı belki. Kimlik vesilesiyle veterinere de giderdi. Şu an o kimliği almak ne kadar kolay ve önemsiz o zaman hayalimdi.
Erkekti neyseki kız olsa çok zorlanırdı diye tahmin ediyorum. Kömürlüğümüzde hep yeni bebek kediler olurdu tiplerinden onun mu değil mi diye çıkarım yapardım.
Sonuç olarak onu geride bırakmak ve hiç hayal ettiğim gibi ev kedisi olamaması hep sokaklarda mücadele etmesi hala çok üzüldüğüm bir anı. Hala yaşıyor bile olabilirdi. Nasıl öldüğünü de bilmiyorum evini mi terk etti başına mi bir şey geldi. Bilinmez sorular çok ürkütücü.
Bir anne çocuğu için bu kadarcık bir zahmete katlanmalı ya onu böyle üzmemeli. Yıllarca bakımı çok daha zor olan hep muhtaç insan yavrusuna bakmış bir kadın kendi kendine yetebilen tek istediği yemek ve sevgi olan küçük bir canlıya yük gözüyle bakmamalı ya
Annem şu an kedimizi benden çok seviyor sürekli iyi ki geldin evimize diye seviyor. Onun tüyünü yerim ben iyi ki yanımızda güvende tok sağlıklı çok şükür.
Geride bırakmak zorunda kaldığım asla rahata erdiremediğim canım kedim özür dilerim ve seni çok seviyorum. Hatıranı asla unutmayacağım
Soruya cevap yazabilmek için üye girişi yapmalısınız.
Uzmanlardan ve diğer üyelerden faydalı cevaplar almak için:
Yeni Soru Sor