Barf Diyeti

Köpekler vahşi doğada özellikle çiğ et ve kemikle beslenen etobur av hayvanlarıdır. Doğada özgür yaşayan köpekler çok nadir tahıl yerler ve bu onlara zayıf ve orantılı bir beden sağlar. Köpekler günümüzde bizlerin sevgili evcil hayvanlarımız, ancak onlar hala birer etoburlar ve çoğu insanın da düşündüğü üzere bir zamanlar yedikleri gibi aynı tarzda beslenmeleri gerekir. Çiğ beslenmeyi uygulayanlar köpeklerine kemik, meyve, sebze, et, yumurta ve süt ürünleri verirler.
Köpekler kurt soyundan gelirler ve kurtlar hayatta kalmak için veteriner desteğine ihtiyaç duymazlar. Bu yüzden yapılması gereken en mantıklı şey köpeğinizi kurtların beslenmesine benzer şekilde beslemektir.
Köpekleri için barf ve çiğ diyeti destekleyen kişiler bizden bir dakika durup şunu düşünmemizi isterler; dünyada tek bir hayvan yoktur ki doğal ortamlarında pişmiş yiyeceklerle beslensin. Bu yüzden barfı evrimsel yiyecek, doğal diyet ve her tür için ortak olan en uygun beslenme şekli olarak görebiliriz.
BARF diyeti kısaca hayvanınızı pişmiş yada işlenmiş yiyecek yerine, kendi doğal, vahşi ortamlarında yaşamaya devam ederken, uzun yıllarca yaptıkları gibi beslenmelerini sağlamaktır.
Beslenme uzmanları daima şunu savunurlar; besinlerimiz ne kadar doğal ortama benzer ise , sağlığımız için o kadar faydalı olurlar. Bu konu köpekler için de birebir geçerlidir. Bir düşünsenize; hayvanlar binlerce yıldır yiyeceklerini doğal ürünlerden çıkardılar ve soylarını devam ettirdiler, peki şimdi neden herhangi bir değişiklik olsun ki? Köpeğinizi leziz çiğ yiyeceklerle besleyin ki ona sahip olabileceği en sağlıklı ve en kaliteli hayatı sunun.
Çiğ köpek yemeği hazırlamak çok pratiktir. Pişirmek ya da çok ayrıntılara inmek zorunda değilsiniz. Mesela ; hindi ve tavuk boyunlarını kırın, but kısımlarını ve bacaklarını derileriyle birlikte köpeğinizin yemeğine karıştırın. Bu köpeğinizin beslenme ihtiyacı için gerekli olan kalsiyum ve yağ ihtiyacınızı karşılayacaktır. Çeşit olsun diye et ve et parçalarını brokoli, havuç, salatalık gibi sebzelerle birlikte verebilirsiniz. Boğulma olaylarını engellemek için yiyecekler çok iyi doğranmalıdır.
Avustralya�da veteriner hekim olan Dr. Ian Billinghurst, ayrıca kendisi beslenme programının yaratıcısıdır, şöyle der ; �çiğ etli- kemikli beslenen köpekler ticari amaçlı mama ile beslenenlerden çok daha uzun yaşarlar . Yıllardır köpeklere sunulan çiğ diyette kemik yiyen köpekler bundan mükemmel faydalanırlar . Bu faydaları şöyle sıralayabiliriz; bembeyaz dişere sahip olurlar ve asla diş eti hastalıklarına yakalanmazlar, mükemmel şekilde hazmı kolaylaştırır, obeziteyi en aza indirger, inanılmaz çiğneme egzersizleri, sağlıklı dışkı, ve harika psikolojik, duygusal bir rahatlama sağlanmış olur ayrıca bağışıklık sistemine inanılmaz faydalıdır.�
Çiğ et kullanımında insanlar daha çok bakteri sebebiyle tepki göstermekteler ancak bu konuda hiçbir kanıt yoktur ki çiğ et yüzünden üretilen bakterilerden bir köpek zarar görsün. Bilhakis barf diyetiyle beslenen köpeklerin bağışıklık sistemi çok güçlü olduğundan bu sistemi bakterilerin çökertmesi çok zor bir olasılıktır.
Pet mama şirketleri ne kadar evcil hayvanlar için en uygun ve kullanılabilir yiyeceği kendi uzmanlarının bildiklerini savunsalar da, en doğru besleme şekli kendi doğal ortamlarında beslendikleri gibidir.
�Ticari köpek mamaları� hayvanların yaşamlarını daha da kısaltabilmektedir. Bunlara örnek gösterilebilecek hastalıklar eklem iltihabı, diş eti hastalıkları, şeker hastalığı, deri problemleri, bir dizi ortopedik rahatsızlık, kalça ve dirsek displazi de bunların içindedir ancak en kötüsü, en korkunç olanı ise �kanser�dir. 
Dr. Billinghurt; �Veteriner hekimlik zamanlarımda kuru mama ile beslenir durumdayken hastalıklara yakalanmış ve daha da kötüye gitmekte olan bir çok hastam oldu. Ne zamanki çiğ diyet uygulamasına başlanıyordu hastalık belirtileri giderek en aza inerek yok olmaya başlıyordu� der.
Bazı kişiler barf beslenmeyi yanlış anlayabiliyorlar, ya kendileri gidip taze öldürülmüş av hayvanları bulmaya çıkıyorlar ya da köpeklerini avlanmaları için doğaya götürüyorlar. Görmezden geldikleri konu ise şudur; barf diyeti doğada yaşamlarını sürdürdükleri gibi beslenmelerini sağlamaktır, birebir aynısını taklit etmek değildir.
Köpeklerinize çiğ et verin diye önerdiğimizde insanlar hemen tepki veriyor ve akıllarına hemen şu geliyor � köpeklerinizi asla tavuk kemiğiyle beslemeyin!� Fakat hiçbir şey bunun doğruluğundan üstün değildir ki çiğ kemik beslenmenin çok önemli ve bütünleyici parçasıdır. Kemikler ; su, yağ, protein, mineral ve vitaminleri en doğal yolla köpeğinize geçirir. Besin değerinin yanında büyük bir zevkle oynayarak diş ve dişeti hastalıklarını da önleyecektir.
Çiğ et besleyicileri şunu savunurlar ; köpeklerin doğal ortamda en iyi adapte oldukları tüketme ve öğütme yolu budur. Birçok bulgu çiğ beslenmenin vücuttaki toksinleri atmaya yardımcı olduğunu destekler niteliktedir. 
Unutulmamalıdır ki çiğ beslenme ne her köpek için ne de her sahip için uygun bir yöntemdir. Köpeğin beslenme alışkanlığını değiştirirken çok dikkatli davranılması gerekir. 
Sonuç olarak; Barf hayvan sağlığını en üst düzeye çıkarır, yaşam kalitelerini arttırır, ömürlerini uzatır, üretkenlik kapasitelerine katkıda bulunur, tabi bunun yanında da veteriner masraflarını azaltır.
Barf kullanmanın avantajarı; bizim doğal yiyeceklerimizin hiçbiri ilk başta pişmiş değildir. Bu büyük bir avantajdır çünkü çiğ etler piştiğinde enzimleri öldürülür, vitaminleri etkisiz hale getirir ve yağ doymuş hale gelir. 
Protein ve doğal yağlar çiğ tavuktan, sığır ve kuzu etinden kazanılır. İdeal amino asit örgüsünü elde etmek için çok az yumurtanın beyazından kullanmak gerekir. Yetişkin bir köpek için 10 amino asit gereklidir. Fakat hala gelişim dönemindeyse daha fazlasına gereksinim duyarlar. Yani genç köpekler 10 yerine 12 amino asite ihtiyaç duyarlar. Doğada yada doğal yapılan yiyeceklerde böyle bir sorununuz yoktur çünkü taze et yeterli düzeyde verildiği takdirde tüm amino asitleri karşılar. Özellikle kümes hayvanlarından elde edilen doymamış yağ gerekli olan yağ asitini sağlar. Bizler buna çiçek yada bitki yağlarıyla da katkıda bulunabiliriz. 
Barfa uygun hazırlanan hazır yiyecekler birçok işlemden geçmeleri ve dondurulmaları sayesinde enzimler, doğal vitaminler, mineraller ve küçük besin maddelerini olduğu gibi korurlar.
Et in suyu sadece hazmı kolaylaştırmaz bunun yanında bol bol vücut için gerekli olan suyu verir ve deriyi nemlendirir. 
Eğer farklı yiyecekler dahi veriyorsanız, yemeğinin hemen ardından doğal bir şeyler verin ki; bir yandan zevkle uğraşırken bir yandan da sağladığı enzimlerle hazmını kolaylaştırsın. 
İÇERİK : 
İşkembe, yürek, çok fazla olmamak şartıyla böbrek ve ciğer, tahıl gevreği, ve farklı sebzeler
Basit proteinler: kaynak: sığır eti kasları ,kalbi, ciğeri, akciğeri, böbrekleri, işkembesi ve tavuk.
Doymamış yağ ;enzim, hücre ve hormon sağlar : kaynakları :sığır yağı, tavuk yağı, çiçek yağı,balık yağı 

KURTTAN EVCİL KÖPEĞE DOĞRU
Y üzyıllardır insan ve köpek birbirlerinden ayrılamaz parçalardır. Bir insan için köpek büyük bir eğlence kaynağı ve sıkı bir dosttur. Sadece sadık bir dost değil ayrıca iyi bir çalışma arkadaşıdır. Bunların yanında iyi bir avcı, koruyucu ve insanın savunucusudurlar. 
İnsanlar ve köpekler arasında bu bağın oluşmasını anlamak için çok eskilere köpeklerin ataları olan kurtlara bakmak gerekir. İnsanlarla kurtların çok fazla ortak noktaları vardır. Bunlardan bir tanesi ikisinin de hayatlarını sürdürmeleri için avlanmak zorunda kalmalarıdır. Avlanırken ikisi de birbirlerinin bölgelerine girdiler ve zamanla birbirlerinin varlıklarına alıştılar, hatta yavrular insanlara yakın yerlerde büyürlerdi. 
Bizlerin evcil köpekleri işte bu ilişkiden doğdu. Zamanla davranışları ve yapıları vahşi ataları olan kurtlardan farklılaştı. Her şeye rağmen dişleri ve sindirim sistemleri değişmeden kaldı.
Köpekler etoburdurlar ancak sadece et vermek yeterli değildir. İlk olarak birer avcıdırlar. Bu yüzden şunu kabul etmeliyiz ki köpeklerimiz için en ideal yemek vahşi doğada kuzenlerinin beslendikleri gibi yani tamamen av vermektir. Kurtlar sadece kaslı kısımlarla organları yemekle yetinmezler, ayrıca mide ve bağırsakları da yerler. Avın midesi hazmı kolaylaştıracak tahıl, sebze ve meyvelerle doludur.
4 aya kadar yavrular çok itinalı beslenmelidir. Başlarda sade yemelidirler çünkü çok yemeleri gereklidir. Bu farklı bir mama yemeliler anlamına gelmez sadece daha fazla yemelidirler. Yaşlı ve şişman bir köpek daha az hareketlidir bu yüzden daha az verilmelidir.

JANE ANDERSON
İnsanlar çiğ diyet ve kuru mama kullanımı arasında kararsızlık yaşarlar. Eğer sizinde kafanız karışmış durumdaysa ticari mamaları almaktan vazgeçip, köpeğiniz için en iyisi hangisidir diye düşünmeye başlayın. Size yardımcı olmak için aşağıda birkaç örnek sunacağım.
Basitten başlayalım. İlk önce farklı etli kemiklerle ya da tercihe göre tavuk, bıldırcın,balık yada yumurta ile başlayabiliriz. Birçok çiğ diyet uygulayıcısı için en büyük payı tavuk alır. Bunun yanında kuzu,sığır, ördek, geyik eti, tavşan ve bütün çiğ balık verilebilir. Dikkat edilmesi gereken konu besi hayvancılığıyla üretilmemiş sığırlar olmasıdır.tercih edilmesi gereken olabildiğince doğal ve organik olandır.
Dikkat : Köpeklerin sindirim sistemleri tahıllarla mücadele edecek kadar güçlü değildir. Tahıllar alerjilerin baş sebebidir. Tahıllar köpek maması üreten şirketlerin başlıca ürünüdür. Çoğu insan görmüştür ki; alerji sorunu olan köpekleri için kullandıkları mamayı bırakıp çiğ beslenmeye geçenler köpekleri bu alerji sorunundan kurtulurlar. Bu çok genel görülen bir olaydır.
Çiğ beslenme sadece ticari mamalardan ucuz değildir, ayrıca böyle alerjiler yüzünden gidilen veteriner masraflarından da kurtarmış olur bizleri.
Peki şimdiye dek şu soruyu hiç kendinize sordunuz mu; � niye veterinerimiz bunu bize daha önce önermedi ki ?� Evet ben bu soruyu onlara da sordum. Maalesef çoğu veteriner şu cevabı verdi, çünkü veterinerlik fakültesinde çiğ diyet konusunda herhangi bir alan yok, ya da mama şirketlerinin kendilerine savundukları konularda bilgi verdiler. Bence öncelikle şunu araştırın derim, acaba veterineriniz size gerçekten objektif cevaplar veriyor mu ya da çoğu veteriner gibi eğitiminin sponsorluğunu bir mama şirketimi üstlenmişti?
Çiğ diyetin çok fazla yararı vardır hatta bunlar ticari mamaların erişemeyeceği türde yararlardır. Bunları şö 
Ticari mamalardan vazgeçip çiğ diyete başlayan köpek sahipleri şu bulguları paylaşırlar :

• Çiğ diyete başladığımdan çok geçmeden,önceleri uyuşuk ve tembel olan köpeğim gitti sanki yerine yepyeni bir köpek geldi.


• Kuru mamadan oluşan alerjisi birden kayboldu.


• Eklem iltihabı büyük ölçüde azaldı ve yok olmaya başladı.


• Daha iyi kilo kontrolü


• Artık köpeğim kokmuyor!


• Daha önce ticari mamalarla beslediğim köpeklerimden çok daha uzun yaşıyor.


• Dişi köpeklerim çok daha kolay geçirdiler hamileliklerini


• Yavrularda daha ideal kilo ve daha çok hayatta kalma oranı

Ticari mamalarla ilgili bir çok eleştiri var, fakat ben ancak özetle başlıkları yazacağım:

1. Bir köpeğin maması asla pişirilmemelidir. Doğadaki gibi doğal verilmelidir.köpeğin mamasını pişirmek bir çok besinler değeri yok eder.


2. Köpekler çiğ kemikle tanışmalılar.bu dişlerini temizleyecektir, boynunu, çenesini, kaslarını güçlendirecektir.ayrıca çiğneme hareketi onların midelerini gelecek olan besin kütlesine hazırlayacaktır. Hem kemiği çiğneme yiyeceğini hemen bitirmesini engelleyecektir.


3. Ticari mamalar katkı maddeleriyle doludur, bunlar boya, tuz ve koruyuculardır. Bunlar mamanın daha çok yenmesi için lezzetini arttırır.


4. Ticari mamalar içlerinde çok fazla karbonhidrat barındırırlar. Fazla karbonhidrat şişmanlığa, diabete gibi birçok probleme neden olur.


5. Veterineriniz büyük olasılıkla size maddi sebeplerden ticari mamaları önerecektir ve çiğ diyet konusunda yeterli bilgi sağlayamayacktır.

Şunu düşünebilirsiniz, eğer öyleyse neden hala birçok insan köpeklerini hazır mama ile besliyorlar? 
Evet bu benim kafamı da çok karıştırıyor. Mama şirketlerinin reklamları gerçekten çok iyiler. Her yönden pazarın içindeler. Bazı şirketlerle, üreticiler ve veterinerler çok büyük iskonto ve komisyona sahipler. Köpek showlarına sponsor olurlar, hayvan dergilerine reklam verirler, ulaşabilecekleri çok geniş kitleler vardır mesela veterinerler gibi�
Şu çok açıktır ki; ben size çiğ diyeti önerdiğim için hiçbir yerden para almıyorum. Yani hiçbir türlü finansal çıkarım olmadığından önerilerimden komisyon almıyorum.
Size çiğ diyeti öneriyorum çünkü istiyorum ki köpeğinizin sağlığı gelebileceği en üst noktaya ulaşsın.

Fakat köpeğimi ne kadar besleyeceğimi nereden bileceğim?

Köpeğinizi enerji seviyesine göre besleyin. Aktif çalışma durumuna ve metabolizmasına göre ayarlayabilirsiniz. Örnek vermek gerekirse; benim olgun erkek boxerım bir öğün bir tavuk yer ve arada bir kaç parça bir şeyler daha veririm ek olarak. Toy poodle�ım günde üç tane tavuk boynu yer eğer o gün çok aktifse biraz daha fazla verebilirim. Köpeğinize bakın ve size biraz kilolu geliyorsa öğününü kısabilirsiniz, eğer zayıfsa çoğaltarak dengeyi sağlayabilirsiniz. Bir süre buna dikkat edilirse kısa zamanda rayına oturacaktır.

Fakat tavuk kemiği tehlikeli değil mi?
Bu tamamen yanlış bir düşüncedir. Çiğ tavuk kemiği köpek için ideal bir yiyecektir. Kolayca bükülebilecek kadar yumuşaktır ve kolayca sindirilebilsin diye küçük parçalara kırılabilir.
Fakat; pişmiş tavuk kemiği gerçekten bir problemdir ve uyarıyorum kesinlikle pişmiş tavuk kemiği verilmemelidir!
Bazı insanlar kemiklerden boğulacaklarını düşünerek endişelenirler. Bu tarz olaylar çok nadir gerçekleşmesine rağmen ben daha büyük kemiklerin verilmesini destekliyorum hatta mümkünse bütün olarak bir tavuk ya da tavşan verilebilir.

Çiğ beslenmede bakteri konusunda;
Bakteriler her yerde bulunmaktalar. Köpekler bütün bakterileriler ile baş edebilecek kadar güçlü, inanılmaz bir bağışıklık sistemine sahiptirler. Sağlıklı çiğ beslenmede köpekler bu bakterilerle hiç sorun yaşamadan beslenebilirler.
e-coli, salmonella, vs çiğ tavukta görülebilen mikroplardır, ancak bu mikroplar sizlerin buzdolabınızda, lavabonuzda ,döşemenizde, arka bahçenizde, arabanızda, kaldırımlarda, parklarda hatta yatağınızda bile görülebilir. Ayrıca bu tarz mikroplardan ölen köpeklerin genelde ticari mama ile beslendiği bilinir.
Dikkat edilmesi gereken en önemli nokta, köpeğinizi besledikten sonra ellerinizi güzelce yıkamanızdır hatta bunu kendi yemeğinizi hazırlarken kestiğiniz etler içinde yapmalısınız. Bizim sindirim sistemimiz köpeklerinki kadar dirençli değildir, bu yüzden kendimizi korumamız gerekir.
Dezenfekte ihtiyacı duyduğum zamanlar için yanımda bir sprey şişesinde beyaz sirke bulundururum.

Fakat veterinerim çiğ beslenmeyi desteklemiyor:
Demek ki veterineriniz eğitim konusunda kendini geliştirmesi gerekiyor. Veterinerler üniversitede beslenme konusunda yeterince eğitim almıyorlar. Aslında bazı üniversitelerde eğitim programının bir parçası olarak mama şirketlerinden gelip beslenme konusunda bilgilendiriyorlar. Ve veterinerler mama perakendeciliğinden çok güzel paralar kazanırlar.

Jane köpeklerine çiğ diyet olarak neler veriyor?
-çiğ kemik ve bütün olarak verilen tavuk, kuzu, haftada en az bir kez bütün çiğ balık, sığır eti ve tavşan
-kabuklu bütün çiğ yumurta( kabuklarını köpeğin kendisinin kırmasına fırsat verin)
-organ etleri
Benim köpeklerim ayrıca balık kafası, yılanbalığı, karides,kalamar gibi alabildiğim diğer et ürünlerini de yiyerek beslenirler bu bazen gerçek av hayvanları dahi olabiliyor.
Dikkat: köpekler etoburdurlar. Sebze ve meyveye gereksinim duymazlar.

Tahıllar :
Ben daha önce köpeklerime hiç tahıl vermedim. Bunlar; yulaf, buğday,pirinç, ekmek, mısır gibi..
Köpeklerin sindirim sistemleri tahılları öğütemiyorlar. Çoğu kuru mamanın içeriği %50 tahıldır. Bu yüzden de alerjilerin baş sebebidirler.
Benim köpeklerim aynı doğadaki gibi protein destekli beslenirler, karbonhidrat destekli değil.

Bu ürünleri nerden temin edebilirim:
Mahalle kasabınızla, tavuk işletmeleriyle anlaşabilirsiniz. Çiğ diyet besleyicileri için mükemmel olan kalıntılar onlar için işe yaramaz çöpe atılacak parçalardır. Bunla tavuk boynu, kafası, bacakları için de geçerlidir. Bu konuda yaratıcı olabilirsiniz.

Hamile köpeğime bunları verebilir miyim?

Tabi ki, hatta onun için yapabileceğiniz en iyi şey bu olur. Hamile köpek çok fazla yemek istemezler , kendi ihtiyaçlarını kendileri ayarlayabilirler.yle 
sıralayabiliriz :

1. Köpek kokusu oluşmaz


2. Doğal temiz dişler- diş fırçalama gerektirmez, tartar temizleme istemez ve diş eti hastalıklarından korur


3. Çiğ etli kemiği kemirmeye çalıştığı süre ona midesi için uygun asitlerin geçmesini sağlar


4. Çok daha az dışkı bırakır. Birkaç gün içinde yumuşak olan dışkı sert bir şekil alır ve kireçli bir renk alır.


5. Veteriner masraflarını yok denecek kadar azaltır çünkü köpeğiniz çok sağlıklıdır


6. Köpek yiyeceğini daha az harcamış olursunuz çünkü ticari mamalar inanılmaz pahalılar


7. Doğada bir köpek nasıl olursa onu yansıtır köpeğiniz


8. Yavrular daha uygun bir oranda çoğalırlar ve hızlı büyüme çabası ortadan kalkar. İyi bir besleyici yavrunun çabuk büyümesini istemez.


9. Kemiği kemirme ve kırma, çeneyi, boynu ve omuz kaslarını çok düzgün geliştirir.


10. Ticari köpek mamaları hiçbir zaman kasları bu şekil geliştirecek bir ürün içermezler. (Alıntı)

BENDE KURU MAMA VERİYORUM VETERİNERLER BÖYLE ÖNERİYOR.BARF DİYETİ GENETİKLERİNE UYGUN BELKİDE AMA ASLA DENEME

BARF DİYETİ ÇİG ET BİLİYORSUNUZ ODA PARAZİT YAPIYOR DİYORLAR

Acana iyi mamadır.

Veterinerler kuru mama sattıkları için önermiyor diyorlar.

Ben tahılsız mama alıyorum ama. Acana Ranchlands. :(

Kedilerimi ve köpeğimi her zaman acana, orijin, virbac gibi en kaliteli olduğu savunulan mamalarla besliyordum. Çok araştırdıktan sonra bir yıl kadar barf diyeti uyguladım, maddi sıkıntılardan kuru mamaya dönmek zorunda kaldım ve maalesef buna çok üzülüyorum. Barf yaptığımız bir yıla yakın sürede olanlardan bahsedeyim;
-Hiç görmediğim kadar sık, parlak, dökülmeyen bir tüy yapısı oluştu.
-Ağız kokusu, diş tartarları vs hepsi yok oldu.
-Dışkılar azaldı ve tamamen kokusuzdu.
-Köpeğimin beş senede hiçbir vetin tamamen çözemediği sindirim hastalıkları kendiliğinden yok oldu.
-Kanser kedim ameliyattan sonra kötüleşmesine rağmen düzeldi, kuru mamaya geçtikten sonra tekrar metastaz yaptı ve ne yazık ki öldü.
-Corona pozitif olan ve hastalıktan bağışıklığı çok düşük olan kedimde bağışıklık destekleyici tüm ilaç ve takviyeleri bıraktık, çünkü bir çok farklı hekim artık ihtiyacı olmadığını söyledi.
-Belirli dönemlerde hafif hastalanırlardı, hastalanmaları kesildi.
-Psikolojileri inanılmaz düzeldi, agresif ve yerleşmiş bazı tavırlar yok oldu özellikle köpeğimde.
-Ev yemeklerine saldırmayı bıraktılar.
-Fazla kiloları bir ay içinde ek antreman olmadan tamamen yok oldu ve hareket performansları inanılmaz arttı, asla zayıflamayan hayvanlarım sıfır yağ ve aşırı fit vücutlara sahip oldular.
-Köpeğimin bacak aksamaları kendiliğinden yok oldu, kuru mamaya geçince tekrar başladı; takviyelere rağmen komple düzelmiyor.
-Kedimin sürekli gözleri cansız olurdu arada akmalar kısılmalar ve alerjik dökülemeler yaşanırdı, bunlar barfa geçtikten on beş gün sonra bitti.
-Düzenli tarama yaptığım sürece resmen sıfıra yakın tüy diktiler, eve gelen kimse hayvanları görmeden evde üç hayvan bakıldığına inanmıyordu, çünkü koku tüyden eser yoktu.
-Köpeğimin kalp aritmisi vardı,barfa geçtikten bir süre sonra yok oldu, sebepsiz tıkanmaları da vardı ve bunlarda bitti, kuru mamaya döndükten üç ay sonra falan geri geldi.

Şuan hatırladıklarım bu kadar, tamamen kendi deneyimim. Bazen Raw For Us tan temin ettim bazen kendim hazırladım. Hayatımda hayvanlarım için yaptığım en iyi şeydi. Kuru mamaya döndükten sonra saydığım herşey eski haline geldi. Şuan tek hayalim maddi olarak tekrar bunu yapabilecek boyuta gelmek ve onlara bir daha asla en iyiside olsa kuru mama yedirmemek. Kurallara uyup doğru şekilde yaptığınız sürece barf diyeti kedinize köpeğinize yapacağınız en iyi yatırımdır. Bu arada deneme amaçlı iç parazitlerini bir dönem yaptırmadım, aşıları hiç yaptırmadım. Test yaptırmama rağmen ne parazit ne kötü bir değer çıkmadı ki barf desteklemeyen bir veteriner şok oldu durum karşısında. Zaten barf sayesinde hayvanın mide ph ı öyle bir hale geliyorki, bir parazitin bakterinin virüsün orada yaşaması imkansız. Kısacası barf candır yapın derim.