Karma Asilari Yapilmamali Mi?

Aslıhan Hanım yazdıklarınızın tamamen iyi niyetle yazıldığı ve araştırmalarınız sonucu olduğu aşikar. Ancak paylaştığınız makalenin söylediğiniz ifadeleri discussion bölümünde açıkladıkları düşünceleri ancak makalenin içeriği (sağlık personeli gözüyle) okunduğunda asıl bulgularının aşılar ile böbrek problemleri arasında doğrudan bir ilinti bulunamadığı yazıyor.

Bir de diğer okuduğum yorumlarınızdan anladığım kadarıyla yalnızca kendi kedilerini-köpeklerini değerli görüp diğer canlara kayıtsız kalan sözde hayvanseverlerden olmadığınızı düşünüyorum. Yani sokaktaki canları da seviyor olmalısınız. Bu araştımaların yapıldığı ülkeler genelde (çoğu Avrupa ülkesi ve Amerika eyaleti) sokak hayvanlarının olmadığı ülkeler. Bu durum aşısız bir canlıyla temas edip hastalığın bulaşma riskini azaltıyor. Titrasyon testi yapılsa bile bu ülkeler için koruyucu olarak belirlenen titrasyon değeri ile bizim canlarımız için koruyucu olacak titrasyon seviyesi aynı olmayacaktır. Bir hastalıkla karşılaşma oranı ne kadar yüksekse aşılamayı genelde o kadar sık öneririz. İnsanlar için de bölgeye bağlı olarak istenen aşılar farklılık gösteriyor. Sıklığı da öyle… Bir hastalığı neredeyse tamamen elemine ettiğinizde aşıyı zorunlu aşı listesinden bile çıkarabiliyorsunuz. Bir de bulaş durumunda karşılaşacağınız hastalıkların çoklu organ yetmezliği ve morbidite ve mortalite riskleri aşının neden olabileceği risklerden çok daha düşük. Kanıt değeri olmadan yalnızca varsayımsal bir tartışma ile bu riski ben almayı reddettiğim için her yıl yaptırmayı tercih ediyorum.

Üç yılda bir aşılama fikrini bu gözle de bir gözden geçirmenizi öneririm.

Aksine bilimsel birçok araştırma mevcuttur, neden olmasın ki? Dünyada işler ülkemizdeki gibi yürümüyor. Bakın
buraya tıklayarak karma aşının böbreklere etkisini inceleyen bir araştırmaya ulaşabilirsiniz İngilizceniz varsa hızlı bir göz atabilirsiniz veya sayfayı Türkçeye çevirme seçeneği ile göz gezdirebilirsiniz. Araştırma uzun ve bizim anlamayabileceğimiz bilimsel verilerle dolu. Hem canlı hem kadavra kedi böbreklerini teste tabi tutmuşlar. Orada sonuç olarak "Aşırı aşılama böbrek dokularına bağlanan antikorların üretimini tetikleme riskini artırabileceğinden, bir kedi aşılama programı dikkatle düşünülmelidir. Aşılama sonrası seroloji, advers reaksiyonlardan kaçınmak ve aşı kaynaklı otoimmün hastalık riskini önlemek için tekrar aşılama ihtiyacına karar vermede bir rehber olarak kullanılmalıdır." denmiş. Yani aşının zararlarından kaçınmak için önce antikor testi yaptırın ondan sonra aşılatın diyor. Ülkemizde antikor testleri çok maliyetli olduğu için bu testleri herkesin yaptırması mümkün değil maalesef. Ayrıca orada "Amerikan Feline Uygulayıcıları Derneği ilk kez 1998'de yıllık FVRCP yerine üç yılda bir yeniden aşılamayı önerdi." diye belirtmiş. Bu dernek bizdeki dernekler gibi birkaç yardımseverin oluşturduğu dernek değil, bilime dayalı, uzmanların oluşturduğu bir dernek. Hâlâ 1998 yılı öncesinde yaşamamamız gerekiyor. Kimseyi ikna etmeye çalışmıyorum sadece okuduğumu yazıyorum. İsteyen istediği yolu seçer kedisi için.

Ben söyledim ve söylediğimin arkasındayım. Kendi uydurduğum bir şey değil, Dünya Küçük Hayvanları Aşılama Grubunun yayınladığı makaledeki bilgiyi yazdım. Onlar dünyadaki kedi köpek gibi hayvanların aşılama çalışmalarını yönetiyor. Yapılan araştırmalarda her yıl yapılan karma aşının böbreklere zarar verdiği görülmüş. Her aşıda küçük çapta bir inflamasyon (iltihaplanma) oluştuğu, her yıl yapıldığında böbreklerin kalıcı zarar görmeye başladığı belirtilmiş. Aşının 3 yıl boyunca bağışıklık sağladığı da kesinleşmiş ancak bazı aşı markaları hâlâ 3 yıl koruma sertifikası almamışlar. Sanırım almak işlerine de gelmiyor (Bu benim fikrim). Makale İngilizceydi, bulursam kaynağını paylaşırım. Ha, tabi ki isterseniz her yıl yaptırın, size o mantıklı geliyorsa, hayvanın böbreklerine zarar gelmesinden çekingeniz yoksa yaptırın. Kedilerde böbrek yetmezliğinin sık karşılaşıldığını unutmayın ama. Ben sadece edindiğim bilgiyi paylaşıyorum. Mesela aşınızı 12 haftalıkken değil 17 haftalıkken yaptırın diye de her yere yazıyorum çünkü onlarca makale okudum bu konuda. Gidip laboratuvarda titre testleri yapan, deney grupları oluşturan prof.'ların araştırmalarını okudum, yeni gelişmeleri takip etmeyen, eskiden kalma bilgiyle giden veterinerlerin değil. Doğru zamanda yapılan aşının ömür boyu bile koruyabildiği belirtilmiş ancak yine de her ihtimale karşı kesinlikle hatırlatma dozları öneriliyor. Veterinere sorsanız her yıl der tabi. İşlerine de öyle gelir, hem de adamlar öyle biliyor belki. Bildiğini söylüyor. Mesela tek doz aşı korur mu diyorsun, korumaz diyor. Diğeri "Korur." diyor. Nedenini bilmiyor bile çoğu. Oysa canlı aşının tek dozu gençlik hastalığına karşı yeterli bağışıklık sağlıyor, modifiye aşı ise yeterli olmuyor. Ben araştırıp öğreniyorum, veterinerlerden bazı konularda yeterli cevabı alamıyorum. Öğrendiğimi de mümkün olduğunca her yere yazıyorum ki belki başka insanlar da benim gibi fayda sağlar. Uyup uymamak size kalmış ama boş yerden sallamadığımı bilin. İçiniz rahat etmeyecekse yaptırın. Seneye belki yaptırmazsınız. Sonuçta yılların birikimi ile böbrekler yıpranıyordur sanırım. Bu benim düşüncem mesela. Kaç kez yapılırsa böbrek tehlikeye girer bilmiyorum.

karma aşılar yavru kediler için 2 doz halinde uygulanır(aralarında genelde 3 hafta kadar bir zaman olur), yetişkin olduktan sonra karma aşılar yıllık olarak 1 doz şeklinde yapılır, ama 3 senede bir de olmaz tabiki. Zaten veteriner hekiminiz gelecek aşının tarihi hakkında sizi bilgilendirir, iletişime geçin bence

Karma aşıların böbreklere hasar verdiğine dair bilimsel bir araştırma yoktur. Bu sözde makaleler dedikodu ve birkaç vakaya dayandırılan dar ve yanıltıcı istatistik verileri göre yazılmıştır.

Yaptırıp yaptırmamak size kalmış.

Evet çoğu ülke 3 yılda bir yapıyor artık. Üstelik 3 yıllık koruma minimum koruma süresi yani aslında çok daha uzun koruma süresi var karma aşıların. Bu sadece makale değil, deneylerle araştırmalarla kanıtlanmış. Wsava, AAFP, ABCD verilerine aşı klavuzlarına bakabilirsiniz.

Merhabalar,

Ülkemizde çok fazla sokak canı bulunmakta ve bunların çoğu telef olunca adına doğal seleksiyon diyoruz.Sokak canlari hastalıktan kırılırken, karma aşısı tam olduğu için korunabilen kedim de hem üst solunum yolu rahatsızlığı, hem de enfeksiyon oluştu.Ondan sonra da dikiş tutturamadik bir türlü.
Her ülkenin koşulları farklı.
Nasıl ki en basit Nutellanin tadı Almanya'da farklı, Fransa'da farklı, ülkemizde farklı, bunun gibi düşünün.Uokemizde bakımsız bir çok sokak canının olduğunu hepimiz biliyoruz .Evet bir çoğumuz aşılar dahil kedilerimizin daha uzun ve sağlıklı bir ömrü olsun diye bir çok kaynaktan araştırıyoruz .Aslıhan Hanımın da tüm iyi niyetiyle paylastigindan eminim.
Ancak ülkeler arası farklılık var.
Ülkemizde sokak canlari salgın hastalıklardan telef olmakta.Avrupada bir çok ülkede böyle bir şey söz konusu değil.
Bugün bir çok anne baba bebeklerinde karma aşıyı red ettiği için, evlatlarıni büyük riske sokmakta .
Böbrek yetmezliği ise evet en çok kuru mama kaynaklı.Ulkemizde bazı veteriner hekimlerin tıpki başka mesleklerde olduğu gibi kendini geliştirme konusunda geride kaldığı bir gerçek.Ozellikle beslenme hakkında.Ancak bu durum her bilginin yanlış ya da eksik olduğu anlamına gelmez.
Aşı konusu özellikle karma ise mevzu bence kolayca elimine edilicek bir konu değil.
Hiç asisiz olup da tipi atlatan kedi de gördüm .Ama bu bana kedilerimin aşısını ihmal etme hakkı vermez.En azından benim için.100 yaşına kadar sigara içenler var diye, ben sigara kullanmayan birine nasıl öneremezsem, ülkemizin gerçekliğini göz önünde bulundurarak, aşı konusunda tüm can severleri daha özenli olamaya kalbimle davet ediyorum .
Herkese sevgiler

Yetişkin kedilerde senede 1 kere aşılama yapılması öneriliyor.

Bir çok ülkede karma aşılar 3 yılda bir yapılıyor. Fakat ülkemizde çok fazla sokak hayvanı olması sebebiyle viral hastalıklar çok hızlı yayılıyor. Bu yüzden yılda bir tekrarlamak daha güvenli olacaktır. Bu tarz makaleleri incelerken yaşadığımız koşulları da göz önünde bulundurmamız gerekiyor.

Bebeklikte ve 1 yaşında bir kez karma aşı yapıldı. Şu anda 7.5 yaşında ve böbrek yetmezliği var. Belki de her kedi farklıdır.

Deneylerde antikorların 3 yıldan uzun süre varolduğu ve virüsle karşılaştırılan kedilerin korundupu kanıtlanmış. Bunun ülkeyle ilgisini anlayamadım sonuçta deneyde de virüs kullanılıyor

Merhabalar.

Aynı şirketlerin aynı ürünlerini farklı şekillerde formüle edip farklı ülkelere sattıklarını biliyoruz. Kullandıkları hammaddeleri farklılaştırarak farklı maliyetler çıkarıyorlar ve ülkelerin ekonomik durumlarına göre satıyorlar. Bu gıda sektöründe de ilaç sektöründe de yaşanan bir durum. Hâl böyleyken ben başka bir ülkede 3 yıl koruyuculuk sağladığı kanıtlanmış bir ilacın Türkiye'de kullanılan bir tüpünün aynı süre koruyuculuk sağladığından emin olamam. Emin olmadığım bir şeyde de tavsiye edilenin dışına çıkmam.

Burada 2 ihtimal var. Ya kedim karma aşısını tavsiye edildiği gibi, yılda bir kez yaptırdığım için böbrek hastalığı geliştirecek (ki ben kedimin olası bir böbrek rahatsızlığının karma aşıdan kaynaklandığına asla %100 emin olamayacağım) ya da ben kedimin karma aşısını yurt dışı araştırmalarına istinaden üç yılda bir yaptıracağım ve kedim aşının koruyuculuğunun tamamen geçtiği bir dönemde FCV, FHV ya da FPV virüslerinden birine yakalanıp ölecek (ki ben bu virüslerin karma aşının etkinliğinin olmayışından kaynaklandığına %100 emin olacağım). Şahsen açıkçası, sebebinin karma aşı kaynaklı olduğundan asla emin olamayacağım bir böbrek hastalığını, sebebinin benim ihmalim olmasından kaynaklı kesin bir ölüme tercih ederim. Benim kendi kedilerimin üzerinde kurduğum risk yönetimi bu şekilde.

Bol patili günler dilerim.

Evet ben de oyle biliyordum fakat birisi her sene yapilmasi gereksiz aksine zararli gibi bir sey soylemisti, yanlis bilgiymis o halde

Bugun bu konuyu veteriner hekimime danistim, @Melodi-Sora ne yazdiysa neredeyse aynisini hekimimiz de soyledi. Ben bu sebeple yillik asilamalara devam etme karari aldim. Fakat tabii ki bir kedi icin en iyisini yine sahibi bilir, bilgilendirme icin herkese tesekkurler

Kanıt değeri olmayan tartışma derken sizden bahsetmiyorum. Makalenin içeriğinden bahsediyordum bu makale için böbrek yetmezliğine neden olduğu söylenemediği için tartışma bölümünde yapılan bir tartışma. Elbette referanslarının da incelenmesi gerekiyor belki refere edilen makaleler içinde ilinti bulan araştırmacılar olmuştur. Ancak çocuk hekimleri için en büyük problemlerden biri aşı karşıtlığı ve hatalı anlaşılan makaleler oluyor. Birçok ebeveyn çocuklarını aşılatmaktan kaçınırken neredeyse sona ermiş olan bazı hastalıklarla yeniden mücadele etmek durumuna düştük ve gerçek bir kanıt değeri olmayan bir makale yüzünden bu yaşandı. Makale sonuçları hatalı yayınladı sonrasında dergide özür ve düzeltme makalesi yayınlandı ancak kimse ikinci makaleyi önemsemedi ilk makale kaldığı için bunun sonucunda ölen engelli kalan çocuklar oluyor. Bunları gören biri olarak bu makalelerin çok dikkatli incelenmesi gerektiğini ve ülke farklılıklarının kesinlikle göz ardı edilmemesi gerektiğini düşünen biriyim. Belirttiğim gibi sonucu çok ağır olabiliyor.