Kedime Alışma Sürecinde Benim Ondan Sıkılmam Normalmi?

Mestanmesi
Mestanmesi

715 Puan

Öncelikle biraz uzun olucak ama beni daha iyi anlamanız için yazmak zorundayım. Merhaba. 19 yaşındayım, kendimi bildim bileli annemle babama hep köpek sahiplenmemiz için yalvarırdım ama asla izin vermediler zaman geçtikce kedileride köpekler kadar sevdim. Hatta köpek sahiplenmeyi unuttum, Kedi sahiplenmeyi her şeyden çok istedim, defalarca denedim 19 yıllık hayatımın yarısı kedi bakım videolari izlemekle geçti. Birkaç kez yavru kedi sahiplenme şansım oldu ama benmi şanssizim bilmiyorum ama Birinde ben yokken Kediye babam işte bakiyordu bir adamiyla eve gonderirken araba kaza yapmiş kedi kaybolmuştu. Diğer birinde kedi Yatağa kaka yapti diye annem yüzünden terasa koymuştuk, Bahçe kapisi açilinca dişari çikabiliyordu bi kere çikti ve geri gelmedi. ( Bu kedileri hep sokakta buldum). Neyse işte asla uzun sure olmadi. Birindede kedi hastaydı ve öldü. Şimdi kedi sahiplenme şansim oldu. Ve inanmayacaksiniz gece gündüz en iyi mamalari kum markalarini araştirdim hala bakiyorum. Ama Çok garip bir şekilde kediden sıkıldığımı yıprandığımı hissediyorum. İçten içe sanki onu geri vermek istiyorum. Bunun nedeni ne olabilir. Yoksa ben kendimdemi bir alışma sürecindeyim ve ya eski travmalarim yuzundenmi ? Ve ayrıca sınav ayındayim bunun streside kediden soğumama neden ola bilirmi?, Ayrıca evde kedinin yemeğini veren ve kumunu temizleyen birtek benim. İçten içe ailemin onu istemediğini duşunmemde buna neden olabilirmi? Kedi çok sakin hiçbirşey Yapmiyor. Ve bazen Sanki bir eşyaya baktiğimi hissediyorum. Oysaki ona en pahalı mama ve kumlardan aldim sürekli onu duşunup ayni zamanda nasıl ondan sıkılıyorum? Lütfen yardimci olun bu duygularım gelecekte geçermi ? Ben kendimdemi kediye alişma surecindeyim?

18 CEVAP

Biraz sert olucak söyleyeceklerim ama sen kedi sahiplenme. Kedi, köpek bakımının insan bebeği bakmaktan hiçbir farkı yok. Sen ne bu sorumluluğu alabilecek yaşta ve mentalitede biri gibi konuşmuyorsun.

somnium
somnium

12644

@Mestanmesi ahah, bundan gerçekten erken bir süreçte kurtulmak gerekiliyor! obsesif kompulsif bozukluğun başlangıcı gibi, gerçekten. ama bir süre sonra hafifleyecek, inanın buna. ilk başlarda, yazın o uyumayınca ben de uyumuyordum uyuyana kadar. sonra okul, dersler derken kafam dağıldı. yapacak bir şey olmayınca, evde kalınca yine tamamen ona odaklanmış vaziyette buluyorum kendimi. bu süreçte size yarar sağlayacak en güzel şey dersleriniz olur. en azından kafanızı dağıtacak, takıntılarınızdan uzaklaşacak bir konu bulmuş olursunuz. :)

Baykusbey
Baykusbey

8638

Somnium gerçekten duyguşarıma tercüman oldun aynılarını ben yapıyorum ve bunun bi rahatsızlık olduğunu biliyorum geçmişte çok kaybettim ve tamamen kendimi kedime bağladım ve bu bende aşamayacağım bir durum oluşturdu yarın mesela psikiyatri randevum var bunu aşmam lazım. Dediğin gibi herşeyin fazlası zarar ve kendime büyük zarar veriyorum bunun farkında olduğum halde vazgeçemiyorum. Biri google geçmişimi görse zaten ne kadar takıntılı olduğumu anlabilir kolaylıkla, en ufak bir şeyi araştırıyorum ve internet ortamını az çok biliyorsunuz en ufak birşeyi araştırsam önüme kansere, fib’e kadar bir çok şey düşüyor ve bu beni daha çok geriyor. Bunun atlatılması lazım kendimizi ve ruh sağlığımı düşünmemiz lazım ve şunada çok inanıyorum ki ben ne kadar üstüne düşersem o kadar fazla rahatsızlık kedimi buluyor, bakıyorum mesela başkalarına market mamasıyla besleyip sabah gidip akşam gelen gram ilgilenmeyen insanların kedileri gayet sağlıklı ve hiç bir problemleri yok. Umarım atlatabiliriz:)

somnium
somnium

12644

bu durum tamamiyle korkularınızdan ve yaşadıklarınızdan ötürü. şu anki kedimden 2.5 yıl önce; 13 yaşında can dostumu, her şeyimi fipten kaybettim. 2.5 yıl sadece bahçemdeki kedilere baktım, bir daha kedi sahiplenmemi ne babam istiyordu ne de psikiyatristim. çünkü feci etkilenmiştim, bunu yaşadığımda da sınav senemdeydim. o dönem sadece kendimi derse kapatarak unutuyordum olanları. 1 yıl kum kabı, tırmalama tahtası hiç kalkmadı ortalıktan. sonrasında ihtiyacı olanlara dezenfekte edip verdik. 7 ay önce, 3 aylık köpeklerin saldırısından zoraki kurtulan 250 gramlık bir bebek buldum. çok zayıftı. ve biliyordum ki bahçemdekiler onu kabullenmeyecekti, o da beni bırakmadı. ve beni seçti. bunlar olurken yazdı. ve o kadar pimpirikliydim ki, her şeyi onun sağlığı için olan her şeyi kafama takıyordum. gerçi geçmiş zaman eki kullanmaya gerek yok, hala öyleyim. bu yüzden birkaç kere ufacık sebeplerden veterinere gitmişliğimiz, veterinerin gülüp ''kasmayın bu kadar.'' demişliği var. ama dediğim gibi, kayıplar yaşmak beyinde sandığımızdan daha büyük travmalara ve korkulara gebe bırakıyor. yaz bitti, okulum başladı. ve zor bir okulda, zor bir mühendislik okuyorum. bu da gün içinde en az 8 saat ders çalışmam demek. çalıştığım süreçlerde bile aklım onda kalıyor, evden çıkmam 30 dakikayı buluyor pimpirikliğim yüzünden. ki kedim de bana aşırı bağlı, bir hafta evde olmadığımdan ötürü-babamla kalmasına rağmen- strese bağlı mantar oluştu. 1 ay ilgilenmemle, tedavisininin de etkisi oldu tabii, oyun oynamalarımla atlattık kısa bir sürede. ama ben de arada kendimde bu bıkmayı hissediyorum. lakin bilincindeyim: kedimden değil, kafama taktığım bu binlerce şeyden. ilk kedimde asla takmazdım bu kadar. ama bu kedimin, yaramazlığının hat safhada olmasından kaynaklanıyor biraz da sanırım. onun için evi tamamen baştan dizayn ettim, gocunmadım tek korkum onun kendine zarar vermesi oldu. kornişi devirdi, stor perdeye geçtik. kabloları kemirdi, tüm kablo olan kısımları yastıkla sakladık. duşa kabine birçok defa zıplayıp, üst kapakta patisini sıkıştırdı, tuvaleti kapattık. sürgülü dolabı, aynasıyla üstüme devirdi, hazırladığım bankı yerleştirdim. parkelerin arasını açtı, çiviler çıktı, parkelerin önüne engeller yaptım. tabloları devirdi, tabloları uzaklaştırdım. geçen gün kedimden kalan sinekliğin de icabına baktı, onun için de yazı bekliyorum. hatta bugün kütüphaneye giderken ''ya çok rüzgar eserse, cam açılırsa ve o atlarsa?'' diye yerimde dört döndüm. ve evet, ben bir mühendisim. o camın öyle açılmayacağını adım kadar emin olsam da, evden çıkmadan o camları iyi kapatmış mıyım diye defalarca kontrol etsem de bunları düşünüyorum. :) haha, bir üst seviye ''kedim acaba kulbu çevirir mi?'' oldu. işte, travmalar ve kaybetme korkusu tüm hisleri götürüp sadece içten içe kendinizi yemeye sebebiyet veriyor. sineklik için yazın özel ders vereceğim zamanı bekliyorum, aralık bulsam hemen vereceğim korkularım o dereceye getiriyor beni. ve bunları düşünürken aslında tamamen kedimize odaklanmayı bırakıyoruz. ben kedimi severken bile ''bakayım, tüylerinde bir şey var mı?'' diye bakar olmuşum onu fark ettim. ya da oyun oynarken ''bakayım, dengesi yerinde mi?'' diye oynar olmuşum. mama ve su kabını yıkarken 12 defa sudan geçirir olmuşum, sırf ''sözde ihtimal'' deterjan kalmasın diye. ve tüm bunları yaparken aslında onun çocuğumuz olduğunu, bu takıntıların sadece korkudan ibaret olduğunu ve her şeyi akışa bırakmamız gerektiğini unutuvermişiz. umarım ben de, siz de ve bu sorunu yaşayan tüm arkadaşlar bunu atlatır. keza kedim kısırlaştırma ameliyatına girdiği gün, oyuncağına sarılıp ağlamıştım. :,) sevgi çok güzel ama fazlası, yanında inanılmaz kaybetme korkusu getiriyor. ve bir süre sonra o duygu, size sadece zarar veriyor. boşa dememiş atalarımız ''her şeyin fazlası zarar.'' diye.

Mestanmesi
Mestanmesi

715

@somnium Yazdıklarınızda kendimi gördüm, Ve tesadufe bakin ki daha birkaç dakika önce deterjanla yikadim mama kabini sıcak suda kaç dakika yikadim deterjan kalmasin zararlı diye. Evin kapisini açarken Dikkatli açiıyorum. Ve bende sinekliklerin küçük yırtılmış kısımlarını bantladım daha dün yaptim bunu.

Baykusbey
Baykusbey

8638

Ne zaman istersen yazabilirsin birbirimize yardımcı olup yanyana olduğumuzda çok daha iyi hissedeceğimizi düşünüyorum:)

Baykusbey
Baykusbey

8638

@somnium evet aynen öyle, bunları bildiğimiz halde uygulayamamak peki 😂

Baykusbey
Baykusbey

8638

Sürekli onu düşünmek seni yıpratmış aynı durum bende de var onu çok seviyorum ama bu sıkılma değil çok sevmek beni yoruyor, seni çok iyi anlıyorum bu gerçekten çok sevgiden düşünmekten meydana gelen bir durum ve dediğin gibi bütün sorumlulukları bizde olduğu için bu bizi daha çok yoruyor ve hastalandıklarında daha çok strese girip kahrediyosun kendini. Vermeye kalksam asla veremem çocuğum gibi çünkü ama yinede çok yorucu nasıl geçicek bilmiyorum 3 yaşında kedim ve bu durum yani böyle hissetmem daha yeni oldu.

Mestanmesi
Mestanmesi

715

Aynen inanmayacaksiniz gece gündüz onun için ne sağlıklı ne zararlı hep onlari araştiriyorum. Onu rahatsiz edicek birşey yapmamak adina evdeki herkesi uyariyorum küçük kardeşime sürekli kızıyorum onu strese sokma onu kucaklamaya çalişma gibi şeyler. İnternetden en iyi veterinerleri araştiriyorum, o kadar fazla araştırıyorumki tüm sosyal medya İnternet algoritmasi tamamen kedi bakımı ürünleri içerikleriyle dolu. Sanirim bunu kendime ben yapiyorum, Biraz rahatlamaya endişe yerine onunla zaman geçirmeye çalışmalıyım.

Baykusbey
Baykusbey

8638

İnanırım bende aynıyım çünkü bu kadar çok düşünmemeliyiz aslında sevmeliyiz tabi ki ama sürekli kafamıza takmak bizi çok yıpratıyor, bugün ruh hali nasıl, hastamı, tüyü niye döklüyo, bugün niye az yedi, neden az su içiyo, hasta olduktan sonra ya tekrar hasta olursa yani bunları düşünmek çok fazla kafaya takmak hiç iyi değil gerçekten, ben mesela en ufak bir anormal birşey görsem sabaha kaadar araştırıyorum kendimi yiyip bitiryorum oysa ki çok önrmli olmayan bir durumu çok büyütüyorum.

Tuanaalsk
Tuanaalsk

3538

Bunun sebebi bence şu ; ona bir şey olacak korkusu geçmişte yaşadıklarımız bizi çok pimpirikli yapıyor bende ilk kedimi kaybettim ve şimdi sürekli kedimin peşinde dolanıyorum araştırıyorum veterinere o kadar çok mesaj atıyorum ki beni engelleyecek yakında . sürekli kafamda onu kaybedersem ne olur korkusu seni bilemeyeceğim ama kedi bakımında beni yıpratan tek şey onu kaybederim korkusu

Mestanmesi
Mestanmesi

715

Desteğinizin için çok teşekkür ederim. Kendimi bu ana kadar yalnız ve bu tarz şeyleri birtek kendimin hisstediğimi saniyordum. Ben daha yeni üye oldum sırf bu soruyu sorabilmek, Sizlerden destek alabilmek için.

somnium
somnium

12644

@baykusbey ah, öyle mi?! öncelikle yarınki psikiyatri görüşünüz için şans diliyorum size. gerçekten kaybetme korkusu, en lanet korkulardan biri. ve ''sakınan göze çöp batar.'' deyimi burada kendini o kadar haklı çıkarıyor ki. çünkü artık çocuklarımıza hastalık bulmak için bakıyoruz neredeyse. onun patisi niye böyle, su niye az içilmiş, maması dökülmüş acaba diş eti yangısı mı oluştu, kulakları kirlenmiş ya da kulak uyuzu mu... diye çoğalıp gidiyor! o kadar yorucu ki tüm bunları düşünmek, tüm bunlarla yaşamak. açıkçası ben kedimi oltayla oynattığım vakitler tırnağını taktı diye korkar oldum, tırnağına zarar verir diye. hatta geçen gün dişleriyle tırnağını temizliyordu, acaba bir şeye stresten mi çekiyor diye oturup 1 saat youtube'dan cat licking herself videoları izledim, bunun normal olduğunu görmek için. :d ve bu çok üzücü bir yandan. düşünsenize, biri var ve sizi sürekli izliyor. sürekli her hareketinizi manyak gibi inceliyor, yeri geliyor uyurken tüylerinizde kontrol amaçları elleri geziyor... bence bu onları da strese sokuyor. olabildiğince bu düşüncelere kapıldığı zaman kendimizi sakinleştirmek, ''hayır her şey yolunda ve o iyi'' demek gerekiyor.

aslihan_e
aslihan_e

128573

Eşyayı başka birine verdiğinizde başına bir şey gelecek mi diye endişe etmezsiniz ancak kediyi geri verdiniz diyelim, alacaklar mı? Aldılar diyelim, keyif için size vermediler değil mi? Başka bir sahip arayacaklar, belki de sorumsuzun biri alacak, birisi çocuklarına oyuncak yapmak için alacak, belki birisi kediyi sokağa kaçıracak kadar sorumsuz olacak, sizin kadar iyi bakabileceklerinden emin misiniz? Kedilerimin hiçbirine kendim için bakmıyorum, bakmaktan başka çarem yok. Ben deli gibi hayvanseverim ama işin büyük sorumlulukları var, mesela benim çok kedim olduğu için neredeyse tüm paramı onlara harcamak zorundayım. Hiç şaşmadan belirli aralıklarla birinden biri hasta, ilaç içirmek eziyet, sürekli yara alıyorum. Ailem zaten benim için katlanıyor, istemiyorlar. Her gün bir şekilde ölürler mi diye endişe ediyorum, geçmişte çok daha sevdiğim, evlat gibi gördüğüm kedilerimi kaybettim çünkü. Kediler yüzünden psikolojim tamamen alt üst oldu. Kediden bunalma durumu size özgü değil yani, pek çok insan bunu yaşıyor ama siz çok çabuk pes etmeye başlamışsınız. Kediyle ne kadar çok anınız olursa ona o kadar bağlanırsınız. Başlarda size yabancı gibi gelebilir. Yeni doğmuş sokak kedilerini sahiplendiğimde özel olarak hiçbir sevgi hissetmiyorum ancak büyüdüklerinde aramızdaki bağ oturuyor. Yetişkin kedilerimle ergen kedilerim arasındaki sevgi bağım asla aynı değil. Siz de zamanla onu bir parçanız olarak kabul etmeye başlarsınız. Şuan mesela en son cins bir kedi bulup sahiplendim. Aslında tedavileri bitince sahiplendirmeyi düşünüyordum, hemen de isteyeni çıkar özel cins olduğu için ama mesela o bizde terasa çıkmayı seviyor, belirli alışkanlıkları oluştu. Başkası düzenli balkona, terasa çıkaracak mı, en sevdiği yiyeceği yedirecek mi, benim kadar iyi bakacak mı, bana alıştı, yabancı ortama gidince psikolojisi etkilenecek gibi endişelerim var yüzden veremiyorum kimseye ama çok sayıda kedim ve sorumlulukları olmasa asla sahiplendirmeyi aklımın ucundan geçirmezdim. Burada sokak köpekleri kedi bırakmadı, her gün iki üçünü alıp götürüyorlar, o yüzden evime alabildiğim kadar sahiplendim. Herkes hayvan sevebilir, önemli olan sorumluluğu alıp kötü zamanlarda da devam edebilmek. Çoğu insan o sorumluluğu yerine getirmediği için sokaklar bu kadar cins ve kırma hayvan dolu. Çocuk bakmaktan nefret eder hale gelmiş arkadaşlarım var ama insan çocuğunu birine verebilir mi bakmaktan sıkıldı diye? Hayvanlar da çocuktan farksız.

aslihan_e
aslihan_e

128573

Demek istediğim kediye kendiniz için değil onun için bakmak zorundasınız. Elbet de kedisini çok seven ve asla ayrılmak istemeyen, çocuğu-kardeşi gibi gören insanlar var. Benim de çok aşırı sevdiğim kedim var, geçmişte daha çok sevdiğim kedim de oldu ama diğerlerinden sıkılsam da başımdan atamam. Sizin de ona bakmak başta insanlık göreviniz. Onu eve aldınız ve tüm sorumluluk size geçti. Yıllar içinde ona sevginiz illa ki artacaktır. Her yıl daha çok artar. Bir yaşındaki kedinizle 5 yaşındaki kedinize duyduğunuz sevgi bir olmaz.

Soruya cevap yazabilmek için üye girişi yapmalısınız.

Üye Ol Giriş Yap

  • 487 Görüntüleme
  • 18 Cevap
  • 0 Pati

SORUNUZ MU VAR?

Uzmanlardan ve diğer üyelerden faydalı cevaplar almak için:

Yeni Soru Sor
HAYTAP & PETLEBI
BARINAKLARA BAĞIŞ
BUGÜNE KADAR 81957 KG MAMA BAĞIŞLANDI

BENZER SORULAR