Kedim İçin Hangi Mamayı Kullanmalıyım?

kuru ve yaş mama olarak n&d düşük tahıllı öneriyorum

Kedinin aynı cins olmasının bir önemi yok gerekli besini almassa tekirde hastalanır
Schesir yaş mama olarak sitedeki arkadaşlar çok önerdi
İçindeki etten dolayı mırmır önerebilirim migrostan.
Kuru mama olarak yazdıklarımız kaliteli mamalar nd iyi fakat kokusu biraz ağır.
Dikkat etmeniz gereken şey içinde gerçek et olması eğer tavuk kuzu proteini fln yazıyorsa bu iyi bir şey değil.
Mamada aradığınız ilk kriter kurutulmuş et olması tavuk proteini fln değil

Yas mama olarak arkadaslarin dedigi gibi schesir, gimcat, naturea, n&d verebilirsiniz. Kuru mama olarak yüksek proteinli mamalari önermem bu cins kediler böbrek hastaliklarina daha yatkin oluyor çünku. Yüksek protein böbreklerine iyi gelmez. Ayrica böbrek sagligini korumak icin yaş mama vermeyi ihtmal etmeyin. Yeterli oranda su icmesini saglayin. Kuru mama olarak n&d düşük tahilli, brit care, fitmin, gibi markalara bakabilirsiniz.

Yüksekten kastim % 36 dan yüksek olmamali bence. Hareketsiz, kronik rahatsizlillari olan cins kedilerde en düşük düzeyde olmasi daha iyi % 30-34 gibi Bazi mamalar yüzde %40 tan fazla protein iceriyor. Ev kedileri icin fazla acikcasi. Bir de kuru mamayla beslendikleri icin zaten böbregin islevi bozuluyor aslinda birbiriyle baglantili bir durum.

TATA4242,
Salmonella gibi bulaşıcı ve öldürücü hastalık risklerinden dolayı çiğ et veremem aynı şekilde!
Kasaptan et alıp pişirip vermek benim için de bebeklerim için de en güzel mama.

Kullandığınız sözde "adapte" olmak kelimesi yani uyum sağlama,ev kedilerine göre zıt bir durum,çünkü burada doğal yollardan uyum sağlama yerine,zorunluluk yani mecburiyetten kaynaklı bir durum.Buna örnek olarak yaşam standartları düşük insanların beslenme biçimleri örnek gösterilebilir,evet bir uyum söz konusudur,lâkin zorunlu bir adapte durumudur.Çünkü kişi bunu kendi isteği ile seçmemiş oluyor.Yaşam standartları düşük insanların et yememesi(maddi sebep ile) onun ete olan ihtiyacını değiştirmez.Ayriyetten et yemeden yaşamını sürdürebilmeside ete ihtiyacı olmadığı anlamına gelmez.Bu konu ile alakalı durumda böyledir.

Bu arada dediklerinize de katiliyorum. Yag orani düşük olmamali bence de mamanin onun yerine kedilerin hareket etmesi saglanmali. Ama kuru mamadaki yüksek protein le yas mamada ki protein böbrekte ayni soruna yol acmiyor kuru mamayla zaten böbrek yapisi bozuluyor bir de fazla protein ile hasar artiyor ve cogu kisi de kedisini kuru mama agirlikli besliyor. Örnegin mineral orani kuru mamada sorun yaratiyor. Yas mamadaki mineral sorun yaratmiyor. Yas gida ile beslenen kedide vucut yeterli olarak sivi aliyor böbrekler de temizlendigi icin mineral birikmesi olmuyor. Oyuzden kuru mama ile beslenen kediler de bunlara dikkat edilmesi gerekiyor bence. Ozellikle hassas cins kedilerde. Ben kedime hergün bir konserve yas mama veren biriydim keske et yiyen her kedi dediginiz gibi saglikli olsa ama etcil dedigimiz bu hayvanlarda gercekten proteine tepki veren bir sürü kedi var bunlardan biri de benim kedim. Elestirdigim kuru mama sektörüne bagimliyim hic istemesem de hipoalerjenik mama ile besliyorum kedimi :(

Dogadaki adapte de istege bagli degildir zorunlu bir sürectir. Örnegin iklim. degisen iklim sartlarina uyum saglayabilen hayatta kalir. Kedilerin de yüzyıllar önce evcillestigini dusunursek yasam sekli beslenme sekli yasadiklari cevre tamamiyle degismis ve illaki bir adapte söz konusudur. Neyse konu uzayacak yine farkli yerlere geldi. Dediginiz gibi her kedinin en iyisi ayni olmuyor. En iyisini yapabiliriz umarim onlar icin. Ben cekiliyorum artik iyi geceler :)

Bizim buradaki konuşmamız onlar için iyi olanı düşünmemizden kaynaklı bir durum.Keşke günümüzde,maddi düşünceyle tek yaşam alanımız olan dünyayı,bu hale getirmeseydik ama ne olursa olsun,zararın neresinden dönersek kârdır.İnş.dünyayı eski şatafatlı haline tekrar döndürebiliriz ve dünya üzerindeki tüm canlı ve cansızların hakları gözetiriz ve tekrar iyilik hâkim olur.İyi geceler herkese,güzel yürekli insanlar.

@sselin1 protein oranı ne kadar olmalı yüksek dediğiniz değer ne kadar

Selin hanım her gün düzenli olarak yaş mama verildiği takdirde protein miktarı ne kadar yüksek olursa olsun,böbreklere zarar vermez.Çünkü karbonhidrata ihtiyaçları yok.Tahılada ihtiyaçları yok.Kediler için durum bu şekilde.Normal şartlar altında bir kedi beslenmesinde %15 den fazla karbonhidrat kedinize zarar verir.Yani bu zarar illaki hastalık olarak gözükmek zorunda değil.Sadece kuru mama ile beslendiğinizde dediğiniz gibi böbrekleri yorar ama bu durum karbonhidrat oranı yüksek mamalardada geçerli,yani kedi bakanlar mutlaka yaş mama vermeli,çünkü çoğunlukla su içeriyor.Kediler normalde su ihtiyacının yüksek bölümünü yediği yemekden alır ama mamada bu oran markalara göre farklılık gösteriyor ve%5-10 aralığını geçmiyor.

Sselin1 ,
Yürüttüğün mantık yanlış değil ama etçil oldukları için aslında sadece protein ve yağa ihtiyaç duyuyorlar.
Kasaptan et alıp mama yaptığımızda açıkçası protein oranını ölçmemiz mümkün değil ve proteinin fazla olması onların sağlığı için olmazsa, olmazlardan.

Tata4242,
Kesinlikle doğrusunuz.
Protein konusunda.
Aynısını söylemişiz.

Ev kedisiyle dogada avlanip beslenen bir kedinin ihtiyaclarinin ayni oldugunu düşünmüyorum. Her canli yasadigi ortama adapte olur. Sokakta yaşayan kediler bile avci durumunda degil artik. Bir de scotish fold, iran kedisi gibi hassas cins kedilerden bahsettim ben yaban kedisinden degil her kedinin ihtiyaci farklidir. Ki yüksek proteine tepki veren kedilerin olmasi da bunu destekliyor.

Açıkcası bana kalırsa gerçek etle beslemek daha doğru ama ne Avrupada hayvanlar için satılan çiğ et markalarına nede kendimin hazırlayacağı kasapdan alacağım ete güvenemem,hiç biri taze et olmadığından(canlı)parazit yada bakteri içermeme durumu söz konusu değil.Bu yüzden kedimin,en azından protein ve yağ oranını gine en sağlıklı şekilde sağlamaya çalışıyorum.Durumu olan birisinin şahsımca Nd,Orijen yada Acana gibi markalarını kullanması taraftarıyım.Özelikle Acana ve Orijen markaları Kanada üretimi olduğundan(denetim olarak)bana göre en güvenilir mama markalarından.Çiğ et ile alakalı"Utrecht Üniversitesi’nde 2018’de gerçekleştirilen bir araştırma da piyasadaki çiğ mamaların gıda güvenliği açısından taşıyacabileceği riskleri ortaya koyuyor. Araştırma ekibinden Paul Overgaauw, the Guardian‘a yaptığı açıklamada Hollanda’daki köpek sahiplerinin yaklaşık yarısının, hayvanlarını tamamen ya da kısmen çiğ etle beslediğini söylüyor. Hollanda’da satılan sekiz çiğ gıda markasının 35 ürünü üzerinde ölçüm yaptıklarını belirten Overgaauw, bu ürünlerde salmonella, listeria gibi bakterilerin yanı sıra Sarcocystis ve Toxoplasma gondii parazitlerine rasladıklarını dile getiriyor. Örneğin ürünlerin yüzde 23’ünde böbrek sorunlarına yol açabilen E coli bakterisine rastlanırken, ürünlerin yaklaşık yarısında kontamine olmuş gıdalarda bulunan listeria gözlemleniyor."