Uzaklarda bir köyde, kocası, çocuğu doğmadan ölmüs, tek başına yaşayanhamile bir kadın kendisine arkadaş olmasi açısından dağda yaralı olarak bulduğu bir gelinciği evinde beslemeye baslar. Gelincik kadının yanından bir an bile ayrılmaz. Her ne kadar evcil bir hayvan olmasa da, oldukça uysallasir.Bir kaç ay sonra kadının çocuğu doğar. Tek başına tüm zorluklara göğüs germek ve yavrusuna bakmak zorundadır. Günler geçer ve kadın bir gün birkaç dakikalığına da olsa evden ayrılmak ve yavrusunu evde bırakmak zorunda kalir. Gelincikle bebek evde yalnız kalmıslardır. Aradan biraz zaman geçer ve anne eve gelir. Gelinciği ve kanlı ağzını görür. Anne çıldırmışçana gelinciğe saldırır ve oracıkta öldürür hayvanı. Tam o sırada içerdeki odadan bir bebek sesi duyulur. Anne odaya yönelir... Ve odada beslediği beşiğin içindeki bebeği ve bebeğin yanında duran parçalanmış bir yılanı görür.
Einsteinin bir sözü vardır; İnsanlardaki önyargıyı parçalamak benim
atomu parçalamamdan çok daha zor
Güzel ve hüzünlü bir hikaye gerçekten. Bu tür hikayeleri hep duyuyorum ve gerçekten olduklarına veya olabileceklerine inanıyorum. Hayvanlar bence çoğu zaman bizden çok insanlık gösteriyorlar ve yaptıkları hiç bir kötülüğü bilinçli yapmadıkları için hepsi en masum canlılar..
Doğrusu tek vahşi hayvan insandır.
Gerçek mı bu? :(:(:(:( Tüh ya kuzum ve benim insan bu gidip bakar değilmiş pis kadın boyun posun devrilsin!!!!!!!
Kesinlikle katılıyorum, Çok haklısınız
Bende bilmiyorum gerçek mi internetten buldum. Ama bana gerçek bir olay gibi geldi çünkü hiç bir uydurma yanı yok.
Soruya cevap yazabilmek için üye girişi yapmalısınız.
Uzmanlardan ve diğer üyelerden faydalı cevaplar almak için:
Yeni Soru Sor