Bu soruyu ailem adına soruyorum. Özellikle annem bu konuda bilgi almak istedi. Kedi almak istiyorum ve onun beni değiştireceğine inanıyorum. Ailemi de buna inandırmam konusunda yardımcı olursanız çok çok çok sevinirim. :*
En başta çok stresli biriysen kesinlikle onu alıp götürüyor. Sinir falan kalmadı, sabırlı olmayı öğretiyor. Ben çok evden çıkmayan biriyim çok sıkılıyordum artık hiç sıkılmıyorum. Annemle çok kavga ederdim artık hiç etmiyorum zamanım kalmıyor, bazen de uzatmak istemiyorum korkmasın diye. Sonra rahatıma çok düşkün biriydim bana fedakarlığı öğretti. Yani mesela çok aşırı uykum olduğu geceler de bile kalkıp oynuyorum ve bunda biraz bile üşengeçlik hissetmiyorum. Gerçekten huzuru öğretti bana. Sevginin en saf halini öğretti. Çok mutlu etti yani. Bir çok problemini çözüyor kısacası en çokta psikolojik olanları. İnan bana benim ailemde azıcık değişeceğime inanmıyordu çünkü dediğim gibi fazlasıyla rahatıma düşkündüm fakat şimdi annem bile çok şaşırıyor onunla da ilişkimiz düzeldi yani. Ve daha bir sürü güzel şuanda aklıma gelmeyen değişiklikler ._.
Oğlumu sahiplendikten sonra hayatımız çok değişti.
O beni ailemi daha da duyarlı,sevgi dolu daha iyi insanlar haline getirdi. Ondan önce hayvanları seviyorduk ama sadece seviyorduk işte. O geldikten sonra hayvanları anlamaya ve bilinç kazanmaya başladık.Hayvanlardan korkan kardeşlerim O geldikten sonra sokak hayvanlarına karda kışta yemek dağıtan,cebindeki son parayla sokaktaki hayvanların karnını doyuran insanlara dönüştüler.
Evdeki huzurumuz artı. O yokken kavga gürültü olurdu hep aramızda. O geldikten sonra "yapmayın kedi korkmasın,huzuru kaçmasın"demeye başladık. Onu öpmek,dokunmak hepimizin rahatlamasına neden olmaya başladı.
Karşılıksız sevmeyi öğrendik,sırf sevmek istiyoruz diye bir canlıya onun izni olmadan dokunmamak gerektiği öğrendik.
Pofuduk tatlı bir canlının sevgi dışında çok farklı ihtiyaçlarının olabileceğini,sevginin dokunmadan gözlere bakarak ta anlaşılabileceğini öğrendik. Aile üyelerinin sayısının sadece yeni bir insan geldiğinde artmadığını öğrendik.
Koltukların,eşyaların sevdiğimiz bir varlıktan değerli olmadığını öğrendik.Sırf O istiyor/onun iyiliği için diye birçok şeyden vazgeçmeyi öğrendik.Çok ama çok sevdiğimiz bir varlığın ömrünün bizden çok kısa olmasının ne kadar üzücü olduğunu oğrendik. Şuan bizimle olan bir varlığın,ömrümüzün sonuna kadar bizimle olmayacağı gerçeğiyle yaşamayı,bir gün gideceğini bile bile onu her gün daha fazla sevmenin nasıl olduğunu öğrendik.
Yani kısacası kedili bir hayat herşeye rağmen yaşanmaya çok değer.
Biraz duygusal oldu ama gerçek bu.
Umarım yardımcı olabilmişimdir
Dezavantajlarını da yazıyım gerçekçi bir bakış açısı da olsun. Tatilleri matilleri unut çünkü onu emanet edeceğin biri olsa bile gözün çok çok arkada kalacaktır onu bırakamayacaksın. Gittiğin her yere götüremezsin kedicik strese girer ortam değişikliğini pek sevmez. Kollarında çizikler ayaklarında çizikler olmasına hazır ol tırmalar ısırır çok çok sever bu oyunlar :) evde onu yalnız bırakamazsın uzun süre çünkü bir an önce evine dönmek istersin onu sevmek için doyurmak için bir nevi eve bağlar kedi insanı. Maddi olarak ciddi bir miktar kedinin masraflarına ayırmalısın yani kendi birçok şeyinden kısabilirsin ki aşılar mamalar kumlar vitaminler alabilmek için. Sonra bir bakarsın hiç bilmediğin sebepten kedin hasta olmuş onu öyle görünce o kdr üzülürsün ki saçında beyazlar çıkmasına sebep olabilir ve en önemlisi bu evrede paran yoksa eğer onun için en iyi tedaviyi yaptıramıyorsan ciddi anlamda yıkılırsın. Kedi bakmak hiç öyle kolay değildir en en en kötüsü bu hastalık çıkması durumudur. Evinde sürekli tüyler uçuşur bir süre sonra yemeğinden tüy çıksa bile yabancılamaz yersin. Bu yüzden kedi seni daha titiz bir birey olmaya zorlar her gün evi süpürmen gerekebilir kedi annenin gözüne girsin diye. Çişini kakasını her gün temizlemek zorundasın her sabah 5te onun tarafından uyandırılacaksın tepene çıkıp miyavlayacak gözünü aç diye gözünü yalayacak hafifçe ısıracak :) sonra kızgınlık dönemine girdiğinde çok uğraşacaksın gibi gibi birsürü olumsuz tarafı olacak bunları bilmeden bunları gerçekten kabullenmeden asla kedi sahiplenmemelisin ama kedi öyle bir aşık eder ki seni kafana işese ayyy ne tatlı diyecek moda gireceksin bunu da bil :)
Ben de kedilerden korkardım ve evde hayatta bakılamayacağını düşünürdüm. Çocuklarımın ısrarından dolayı ilk kedimi aldım. kediye olan alerjimden dolayı sürekli tıkanır gibi oldum. Ama birkaç hafta sonra bu tıkanmam geçti ve şimdiyse kızlarımdan 1 gün bile ayrı kalmak istemiyorum :)
Kendine vakit ayiramazsin. Doktor a gitmen gerekir ama kedinizi n aşıları vardır. Yada çalıştığın için uzun süredir tektir ve daha fazla tek kalmamalı diyip kedine koşarsın. Arkadaşların dışarı çıkarlar seni ararlar önemli isim var dersin. Saçların yerlerde sürünür kuaföre gidemezsin..parfum sıkmak istersin zarar gelir diye sikamazsin. Çok yorgunum uyumam gerek dersin sana bakar kıyamaz sevip oyun oynarsin. İşe geç kalırsın ama erken çıkıp onlara gitmeyi düşünürsün falan falan. Ama onların verdiği huzuru da hix birşey veremez .
Düşerse diye yaz günü kapı pencere kapalı yatmama neden oldu. Kıyafetlerimin hepsi tüy içinde kaldı. Evin hertarafında kum taneleri gezmeye başladı. 1 gün kumunu temizlemezsen yayılan bir koku. Kırılan orkideler. Uykumun ortasında gelen oyun oynama isteği. Veteriner masrafı.
Ama bunların dışında içimde ki sevgiyi merhameti çıkardı. Üzüldüğümde bacaklarıma sürünmesi yüzümü güldürdü. Sinirlendiğimde evde terör estirirken korkması kendime getirdi. Sorumluluk kattı. Arkadaş oldu. Son zamanlarda ailecek yaşadığımız trajik olaylara psikolojik tramvalara rağmen evin içini hep neşeyle doldurdu. Bize hayvanların da birey olduğunu hatırlattı.
Olumlu olanları diğer arkadaşlar yazdı canım kedilikız çok ciddi konulara değindi eğer bu zorluklarına ilk başlarda katlanmazsan sonrasında o olumlu iyi güzel hoş yanlarını göremezsin önce zoru kabullenicen ki zamanla sefasını süresin eğer bakabiliceksen annen olumlu karşılar inşallah bir minik daha yuva bulur inşallah :)))
Tamamen olumsuz düşünmek her zaman iyidir. Kötü durumlara kendini adapte edersin, kendini hazırlarsın ve kötü durumları kolaylıkla atlatırsın. Böylece iyi anların tadını daha sonra doya doya çıkarırsın. Kedilikiz her şeyi söylemiş, bana pek bir şey kalmadı :)
Sadece şunu unutma, kedinin karakteri hayalindeki gibi olmayabilir. Kucakta durmasını istersin durmaz, oyuncu istersin uyuşuk çıkar vb. Hatta başta kucakta duran uyuşuk bir kedi bir süre sonra kaplana dönüşebiliyor. ( bknz: Lucy )
Kedi bende pek etki bırakamadı, çünkü geldiği an oğlumla anlaşmasına adapte oldum, onun karakterini çözmeye bile yeni yeni vaktim oluyor ama bende durum karışık, köpek var, sende öyle bir şey olmayacağı için anlatmam saçma olur.
Sen benim ne anlatmak istediğimi anlamışsındır. İyi sahurlar.
Kedilikızz'a kesinlikle katılıyorum.
Pofuduk tatlı bir canlının sevgi dışında çok farklı ihtiyaçlarının olabileceğini..
"Koltukların,eşyaların sevdiğimiz bir varlıktan değerli olmadığını öğrendik.Sırf O istiyor/onun iyiliği için diye birçok şeyden vazgeçmeyi öğrendik.Kedili bir hayat her şeye rağmen yaşanmaya çok değer"
Derken bu tür şeyleri kastediyordum.
Sevdikten,ona bağlandıktan sonra ne yaparsa yapsın onu sevmeye devam ediyoruz dediği gibi:)
Sorumluluk sahibi olmayı öğretiyor kedi dostu olmak ne biliyim sadece yaşanır gibime geliyo hiç gülememeyen bi insan onun şapşallıkları yüzünden kahkahaya boğuluyor gün içerisinde öğle uykusu değilde onunla oyun oynamayı seçiyor bi insan haliyle onu görüncede huzur doluyor içindeki sinirlilik kin nefret dert üzüntü silinip gidiyor ona sarılman oda sana sarılması tüm herşeye bedel ve en güzelide sokak hayvanlarına bakış açın değişiyor onlarıda düşünmeye başlıyorsun onlar içinde bişeyler yapmaya çalısıyorsun yapıyorsunda :) her mutlu ettiğinde de mutlu oluyorsun yani hayatında ne kadar olumsuz bişey varsa silinmiş oluyor annen artık yatagını toplamadığın için sana kızmıyor çünkü artık yatagını topluyorsun sorumluluk sahibi oldugun için dışardan eve geç gelmiyorsun çünkü seni evde bekleyen bir dostun olduğu için paranı boşa harcamıyorsun çünkü dostunun en ufak bi sıkıntısı olursa veterinere götürebilmen için mamasını oyuncaklarını kumunu alabilmek için para bile biriktiriyorsun ayrıyetten bunları yaptığın içinde ailenle de en ufak bir sıkıntı kavga gürültü yaşamıyorsun benden bu kadar :)
Annem ve babam sürekli ne yaparsak yapalım seni mutlu edemedik diyorlar. Bununla mutlu olacak mısın, diye mutlu olmayacağımı belirtip ilk bıkan kişinin ben olacağımı söylüyorlar. Daha önce çok mutlu olmadım ama bana aldıkları şeyler bir eşyaydı. Bunun da aynı şey olduğunu söyleyip duruyorlar. Bir canlıyı bir eşya gibi görmelerine kızıyorum. Annem sırf sen istedin diye kabul edeceğim diyor. Babam az buz yumuşadı gibi ben anneme ev işlerinde yardım etmeye başlayınca, ama yine de hayır diyor. Bakacağıma inanmıyor. Yengemi örnek veriyorum. O çocuğu olmadan önce yeğenin altını temizlediğinde günlerce doğru dürüst yemek yiyememiş, şimdi ise çocuklarının altını temizliyor diyorum. Çocukla kediyi bir mi tutuyorsun diye çıkışıyor. Onun için değil belki ama benim için öyle olacak. Çocuktan ziyade bir arkadaş olacak benim için...
sürekli etrafı temizlemek zorunda kaldığım için temizlik yapmayı öğrendim :D bence bir erkek için önemli bir gelişme :D Mısır klavyenin üzerine çıkmaya çalışıyo şuan patileriyle bişi yazcak galiba olrgokvbqamsd
Tarafsız bir bakış açısı olmuş. Ama olumlu özelliklerini unutmuşsun sanki. :D
Ben de çok düşündüm bu konuda. Bakabilir miyim, bakamaz mıyım, büyüyünce de katlanabilir miyim vs... Önce kendimi sınadım yani. Benim düşüncesizliğim yüzünden bir canlının daha kalbi kırılırsa ömür boyu vicdan denen şeyin beni rahat bırakmayacağını biliyorum çünkü. Kedimin olmasını istememdeki en temel sebep dertleşecek bir arkadaş istememdi. Böyle saatlerce beni dinleyip, bana tepkiler verebilecek... Kedilerin tam istediğim gibi bir arkadaş olduğunu biliyordum. Ama bahçede beslemekle olmuyordu. Tüm apartmanın kedisi oluyordu, bana özel bir canlı değildi, başkalarına da ilgi gösteriyordu. Biz ona farklı bir isim koymuştuk birkaçı beğenmeyip değiştirmişti mesela. Bir de onu bir trafik kazasında kaybedince biraz da kendini suçluyor insan. Ben eve alsaydım olmazdı diyor, benim yüzümden öldü diyor. Ya da o size çok ilgi gösterip peşinizden ayrılmayınca bu ilgiyi hak ettiğini düşünmüyor. Ben onun için bir şey yapmadım ama o beni çok seviyor diye vicdan yapıyor. Sonra kedi sevmeyen birisi nasıl olsa bakan yok diye onu hırpalayınca buna engel olsa da ben onu evime alıp sürekli göz önünde tutsaydım böyle olmayacaktı diyor. Uzun süre ortadan kaybolunca gece gündüz aklından çıkmıyor... Falan filan işte.
Evde gözümün önünde güvende olduğunu bildiğim, bana vicdan yaptırmayacak bir minik dostum olsun yeter. Gülü koklamak için nice dikenlere katlanırım ben.
Annem bu cevaba oldukça sevinecek(!) sanırım. Onun için de benzer bir durum söz konusu da.
Soruya cevap yazabilmek için üye girişi yapmalısınız.
Uzmanlardan ve diğer üyelerden faydalı cevaplar almak için:
Yeni Soru Sor