Beslenmeden davranışlara kadar, evcil dostunuzun yaşamına dair detayları keşfedin.
Tüm Blog YazılarıMerak ettiklerini sor, dostlarımızla yaşayanlar cevaplasın.
Merhaba nd mamadaki değişiklik sebebiyle 5 aylık oğluma acana almıştım 4 yaşındaki kızıma da acana almayı düşünüyordum fakat veteriner hekimimiz protein oranının yüksek olmasıyla ilgili yaşanabilecek sağlık problemleri sebebiyle önermedi. Royal canin alabilirsin dedi. Benim de içime sinmedi. Protein oranlarına baktığımda nd çok yüksek ama acana royal caninden %5 oranda yüksek. Bozita da bir seçenek. Yanlış seçimimden dolayı çocuklarıma zarar da vermek istemiyorum ama kararsız kaldım. Sizin bu mamalarla ilgili olumlu olumsuz sağlık durumları var mı? Teşekkürler
Benim veterinerimde tam tersi kesinlikle acana kullan dedi, hiç bir ek besine vitamine bile gerek duymazsın sağlık açısından da sorun olmaz..kalitesiz mama ilerde veterinere vereceğiz parayı düşünün dedi..
Ben kullanıyorum acana gayette memnunum yeterki ölçüsünde ve onun yaşına kilosuna uygun bulun içeriğini
gastrointestinal sistemleri ile ilgili degil soyledigim, hareketsiz bi insan vucut gelistirici gibi beslense nasil ki rahatsiz hisseder, onun gibi.
proteini hayvansal urunlerden alinca alınımı daha fazla oluyor olabilir, yani proplandaki yuzde 40 baska mamadaki yuzde35ten daha az protein sağlıyor olabilir. bu konu gercekten siyah beyaz degil arkadaslar. sabaha kadar konussak konusuruz. en dogrusu deneyip kedimize en uygun mamayi almak
@melist35 öncelikle şuna açıklık getireyim ben kuru mamalara bk atmıyorum. kuru mamalar zaten bk gibi. royal canin, pro plan gibi mamaları eğer kişinin bütçesi varsa gider öneririm. aynı parada daha iyisi varsa onu da öneririm. neden önermiyeyim? çünkü içlerinde azıcık da olsa et var. 200 liralık mama ile 500 liralık mama arasında kalite farkı var. ayrıca bütçemden dolayı ben de beslemek için mama alırım ama tabi ki beslemek istediğim şekil raw. (şu an kedi beslemiyorum). ama bu demek değil ki herşeye katılıyorum kuru mamalar hakkında. kedi ve köpekler domestic hale gelseler bile bu hayvanların ataları var. köpeklerin bir çok hareketleri/genleri kurtlardan gelir. (subspecies of wolf) kediler de aynı şekildedir. eğer kuru mamaların bulunma tarihine bakarsak (1860) bizle yaşayan petlerimizin sindirim sistemleri değişti diyemeyiz. çünkü bu kedi ve köpekler taa 10binlerce yıl önce evcilleştirilmiş. o yüzden sindirim sistemleri değişmiştir demek saçma olur. kediler etçildir ve diyetlerinde tahıllar yoktur. büskivi sindirmek için gelişmemiştir sistemleri. eğer bir kedi düşük kaliteli mamaları yiyip tahılsızları yemiyorsa kısaca cevabı bağımlı olmuştur demektir. çünkü mamanın kalitesi düştükçe (içindeki et azaldıkça) daha fazla katkı maddesi, kediyi cezbeden yapay kokular koyulur (msg gibi düşünün) koymazsalar yemez çünkü hayvan. şimdi böbrek sorunlarına geleyim ben zaten mamalar kuru olduğu için böbrek sorunları oluyor dedim. orijende daha çok su var demiyoruz zaten daha çok et var diyoruz. böylece daha az mama yiyip doyuyor. daha az büskivi demek daha az susamak demek. ayrıca barf beslemeyi bilip, su şelalesi alın, yaş mama besleyin demeniz komiğime gitti. barf besleme hakkında bilginiz var ama tahılları savunuyorsunuz. kedinizin sorununun çözülmesine sevindim. ama biraz kurcalarsanız kuru mamaların petlerin tüylerini ne kadar kötü yaptığını ve gerçek etle besleyip düzeldiğini görürsünüz. video link videoda ki köpek yüksek kaliteli tahılsız mamayla beslenmiş 2 sene boyunca güzel gitmiş ama sonra böyle olmuş. yani söylemeye çalıştığım alabildiğimiz en iyi mamayı alsak da problemler çıkabilir çünkü büskivi veriyoruz hayvanlara. son söylemek istediğim de 10 15 sene rc, ppddan gibi ekmek mamalarla beslenip bir sorunu olmayan kediler. geçenlerde bi sorunun altına yazdım yine söylüyorum ben ölene kadar dönerle beslenir ve yaşayabilirim. obez her kişi şeker hastası da değildir. ama bunlara bakarak dönerle beslenmeyi, obezliği savunamayız. bunlar yaşam kalitesini düşürür, hastalık risklerini artırır. bence bilgiye kapalı olan sizsiniz ve kedinizi sevdiğiniz de belli ama doğru yolda değilsiniz. o yüzden daha fazla araştırma yapmanızı öneriyorum.
@sultansbutler kesinlikle katılıyorum. Bunların bir tık daha şanslı olup kırsalda gönlünce kemirgen/sürüngen avlayan türdeşleri mısır ve buğdayı ancak avladıkları hayvanların midelerinden edinebiliyorlar ki bunun oranı da %1 falan. Geri kalan diğer her şey ise kanlı canlı et. Safî protein yani. Aralarında da öyle evrimsel bir fark falan yokken "fazla protein" lafı komik.
RC yerine düşük tahıllı nd daha mantıklı bence, en azından içinde yulaf var, mısır gluteni değil. Ayrıca gerçek et var, tahıl oranı az
Kaldı ki kedi isterse en iyi mamayla isterse çiğ beslensin yeterince hareket etmiyorsa sağlık problemlerine açıktır. Zaten hareket etmeyen kediye de sırf fazla protein vermemek için mısır/ buğday dayanırsa kilo alması kaçınılmazdır. Diyabet ve böbrek sorunları zaten bunların peşinden gelir. Sonunda da şişko, hasta ve zavallı bir kedi elde edersiniz. Hiçbir hastalık sadece beslenmeyle oluşmuyor/ önlenemiyor maalesef.
Soruya cevap yazabilmek için üye girişi yapmalısınız.
Uzmanlardan ve diğer üyelerden faydalı cevaplar almak için:
Yeni Soru SorŞikayet göndermek için bir sebep seçmelisiniz.
Teşekkürler!
Şikayetiniz başarıyla gönderildi, en kısa zamanda inceleyeceğiz.