Özge
Melez Scottish Fold kedimizin genetik eklem rahatsızlığı var.
28Bulut28 10.10.2023 23:43
Bulut.
2019 senesinin Mayıs ayında diğer dört güzel kardeşiyle birlikte dünyaya geldi.
Yumuk yumuk rengi belirmemiş gözleri, mazlum bakışları vardı.
Kaçıncı doğumu olduğu bilinmeyen annesi Yağmur'a benziyordu kulakları.
Rengi ve görünüşüyle peluş oyuncağı andıran kürkü, pembelerin en güzelinden patileri vardı.
Ve elbette en korkak insanların bile yanına yakınlaşabileceği türden masumluğu…
İlk geldiğinde minik bedeni tüm dolapların altına gizlenmesini sağlıyordu. Ancak mamalarla kandırabiliyordum onu.
Sonradan kalkamadığı için yatırdığımız minderi, o zamanlar en büyük oyun alanıydı.
Aldığımız büyük ve sesli toplardan kaçar, küçüklerin hepsini kaybederdi.
Çalışma masalarını işgal eder, raflarda nispet yaparcasına uyurdu.
Zamanla durgunlaştı Bulut, ancak yere yakın yerlerde uyur oldu.
Yavaş yavaş hareketleri azaldı.
Ancak anneannem sayesinde fark ettik topalladığını. Ardından birkaç gün içinde de yürümez oldu.
Scottish Fold ırkı kalıtsal ''Osteokondrodizplazi'' (genetik eklem hastalığı) tanısı daha 6 aylıkken konuldu.
Güzel sandığımız kıvrık kulakları ''melez'' olmasına rağmen ortaya çıkan hastalığı nedeniyle vardı.
Melez olsun olmasın tüm bu masum canlar, ağrılarını sessizce çekecekleri ve anlatamayacakları günler için üretiliyorlar. Sırf güzellikleri pazarlanabilsin diye…
Daha birkaç ayda göz bebeğimiz olmuşken çözüm olarak sadece uyutabileceği bilgisi verildi üniversite hayvan hastanesi tarafından.
İnternet üzerinde verilen bilgiler kısıtlı, yönlendirmeler azdı.
Çeşitli pet soru cevap sayfalarından ve ulaşabildiğimiz kliniklerden sonra ek Glikozamin eklem desteğine ve kontrollü olarak ağrı kesicilere başladık. Bulut'un hareketleri dramatik olarak düzelme gösterdi.
O dönem sözde yakınımız olan sahiplendiğimiz aile, üzülmemize anlam bulamamış olacak ki gerekirse bir yavru daha verebileceklerini söylediler. Ne de olsa hatalı bir ''ürün''dü.
Bulut bu eklem desteğiyle 4 yıl daha yaşadı. Bal sarısı gözleri yaşadığı acıları hep sakladı.
Eklem aralığı olmadığı için kısa kalmış kuyruğu ve gittikçe kamburlaşan omurgasına rağmen, kelebekleri avlamak uğruna komidinden atlayarak bir dişinin az kısmını kırdı.
Bir kez dengesini kaybedip kendisini ayıramadığımız zemin kattaki balkonumuzdan düştü. Koşup aldığımızda hiçbir şey olmamışçasına kaldığı yerden diğer kedilerle bakışmaya devam etti. Herkes onu camdaki kedi olarak tanıdı, bir kez böyle yaş mama bile kazandı.
Kızgınlığa girdiğinde 1 yaşında sayılmazdı. Gece boyu avazı çıktığı kadar bağırıp, beyaz atlı prensini aradı.
Ama düzenli olarak kızgınlığa giremedi, belki dört belki beş kez.
Bir kez annemin başının yanına idrarını yapması sayılırsa, evet bolca koku bırakma huyu oldu.
Başta insanlardan korkup saklanıyor olsa da zamanla eve gelen misafirleri karşılar oldu.
Başta özel zannettiğim, öpücükleriyle herkese kendini sevdirdi.
Anneannem torunu gibi bayramlara bekledi, dedem hoşlanmadığı halde saatlerce tesbihiyle oynadı.
Birlikte köye çok seyahatimiz oldu. Şimdi mezarı olan bahçede, her şeyi koklayarak doğayı tanıdı.
Küçücük kalbini çok insanın sevgisiyle doldurdu. Bir kez olsun hayatına dokunduğu herkesi iyileştirdi.
Hafızalarımıza olduğu kadar kağıtlara da resimleri çizildi.
Dokunulmasından hoşlanmasa da minik patilerinin üzerine oturup etrafında olan telaşı uzaktan izlemeyi çok severdi. Özellikle evdeki temizlik günleri favorisiydi.
Sadece kahvaltılarda mutfak masasını yoklar, harici yemeyi sevdiği tek şey meyvelerdi. Onları da ancak çatalla uzatıldığında yiyecek kadar prensesliğinden ödün vermezdi.
Sadece sahiplendiğimiz bir kedi değildi Bulut.
Suçlu olduğunu bile bile gözlerini kaçıran, üzüldüğümde sevmediği halde yanıma yanaşan, kapıdan girdiğimde seslenerek karşılamaya gelen, odama yaklaştığı normal anatomisi olmayan dümdüz burnundan çıkardığı sesinden anlaşılan, ayak ucumda uyuduğunda bile sıcacık hissettiren bir çocuktu.
Çoğu zaman her şeyi bildiği halde hiçbir şey anlamazmış gibi davranan bir çocuk.
O hepimize sevginin koşulsuz da olabileceğini öğretti.
Belki ağrılarını azalttığı için insan gibi oturuşu ve gelişmemiş küçük vücudu sevimli görülürdü.
Oynamak için can attığı oyuncaklara sadece uzaktan bakmakla yetinebilmişti hayatında.
Azalmış hareketleri sakinliğine sebep olurken, günlük yediği mama yarım kabı geçmezdi.
Büyüdü bizim Bulutumuz ama böbrekleri küçüldü. Bir süre sonra da yetmez oldu.
Kısa ömrünün her anını savaşarak geçirmek zorunda kaldı. Hayata hiç gelmemesi gerekirken, insanların keyfi uğruna çoğaltılan binlerce bebekten biriydi.
Belki benzerlerinden farkı birbirimizi bulmak oldu. Çoğalmasına izin vermedik ve destek tedavileriyle biraz olsun hayatını yaşanabilir kılmaya çalıştık.
Başka Bulut'lar aynı kaderi paylaşmamalı.
Bir anlığına bile olsa gönlüme yakın yaratıldığın için çok şanslıyım.
Gittiğin yerde arkadaşlarınla özgürce oynadığını hayal ediyorum.
Seni seviyorum.