Kızgınlıkta İştah Kaybı ?

Öncellikle okuyan ilgilenen arkadaşlara teşekkür ederim şimdi biz sürekli mama değiştirmekten sıkıldık en son acana da kaldık mamayada bayıldık fakat son 2 gündür iştahının azaldığını gördüm ama bu günler öncesinde kızgınlıktaydı şuan durgunlaştı bağırma çağırma yok ama yaş mama koyduğum zaman baya iştahlıca yiyor kuru mamada öyle değil ben acaba mamayımı artık sevmediğinden mi düşündüm hocamız kızgınlıktan dolayıdır iştahı için aşı felan yaptık ama onun dışında önerisi olan varmı iştah açıcı ilaç
Felan yada damla vitamin

57 CEVAP

Aliye87
Aliye87

12038

@theyusra siz insanların ne düşündüğünü nerden buluyorsunuz da bu kadar yargılayıcı ve aşağılayıcı cümleler kullanıyorsunuz acaba?


Sizin o ifadenizden sonra ne düşündüğünüzü sormaya gerek bile görmüyorum:) Sahiplik kavramına kendi cephenizden (kısırlaştırma) ve karşıtı olduğunuz görüş (doğurtma) üzerinden tavır alıyorsunuz çünkü..


Birini söylemeniz diğeri hakkındaki çelişkinizi otomatikman ortaya koyuyor zaten...

simbakedi
simbakedi

136687

Ancak, gerekli ve meşru sebeplerle; toplum menfaati gereği evde beslenen hayvanların gebe kalmalarını engelleyici ilaç ve benzeri şeylerin kullanılmasında ve ekolojik dengeyi bozmamak şartıyla kedi, köpek vb. başıboş hayvanların kısırlaştırılarak çoğalmalarının kontrol altına alınmasında dinen bir sakınca yoktur (el-Fetâva’l-Hindiyye, V, 437).
gunah derken bile cahilsiniz. bu kedilerin nesilleri tukenecek mi sizce? siz kisirlastirinca ekolojik denge mi bozulacak? hayir. yeterli her sebep varken kisirlastirmak gunah degildir. gunah dusunuyorsaniz hayvana ettiginiz eziyeti dusunun once. yasayacagi stresi, yavrulara gecirecegi hastaliklari… herkes imam kesiliyor da isine gelen kisma kadar

Aliye87
Aliye87

12038

Fetvanın dili bir "vacip-haram" dili değil. İcazet, yani izin ve ruhsat dili. Böyle bir şeye ruhsat var demek. Burdan da kısırlaştırıp kısırlaştırmamanın kişilerin "ruhsatına bırakıldığı" sonucu çıkar.


Ruhsata bırakılan şeyler ve Kedici gibi bir dergide bile yazılanlar esas alınırsa bu konudaki tercihlerin hayvan sahiplerine bırakıldığı bir konu için burda neden bu kadar ağır ve yargılayıcı ifadeler kullanıldığını anlamak zor. Her ikisi de bir ruhsattır, dileyen belli maslahatları gözeterek uygular, etraflıca düşünüp taşınıp uygulamak istemeyen de uygulamaz.


Kısırlaşmanın tehlikeleri de sağlık açısından kısırlaşmamanın tehlikelerinden daha az değil ne yazık ki... Dezavantajlarını da birlikte söylemek gerekir... Bir idrar yolu enfeksiyonuyla, bir böbrek taşı düşürmeyle uğraşan kısır bir kedinin çektiği acı, doğumun acısından daha ağır bile olabilir. Birinin acısını belki anlık yaşayıp kurtulacak, diğerini ise tedavi oldukça da çekmeye devam edebilecek... Obezite, kalp rahatsızlıkları, diabet, bir bela gibi gösterilen doğumdan daha az yıpratıcı değil bir kedi için, çoğu kedi bu hastalıklardan da hayatını kaybedebiliyor... Rahim iltihabı ve kanseri gibi hastalıklara rastlanma oranlarıyla çığ gibi büyüyen idrar yolu ve böbrek hastalıklarının istatiklerini bir karşılaştıralım... Bu konuda sırf mama seçimi gibi bir konuda bile ne kadar seçici ve ayıklayıcı olmak zorunda olduğumuza da değinelim kısır kediler için...

simbakedi
simbakedi

136687

@Aliye87 ama sunu unutuyorsunuz ki bu hastaliklar kisir olmayanlarda da cok yuksek. buradan birinin kedisi de kisir degil yavru daha ama ifrar yolu enfeksiyonu geciriyor. kedinin omur boyu yasayacagi stres + artan hastalik risklerinin yani sira kisirlastirip bu gibi hastaliklara onlem almak daha mantikli. cunku kisirlastirmazsak bunun bir onlemi yok. en basitinden kedi stres altinda yasar. ayrica kisir kedilerin daha uzun ve saglikli yasadigi da kanitli. hem de ciftlestirip sokakta ya da yrdima muhtac kedileri evine almayan insanlarin da sevaptan uctugunu dusunmuyorum. kedisini kisirlastirip sokaktan ya da oradan buradan ihtiyac sahibi bir kedi sahiplenmesi ile karsilastirinca bu daha mantikli geliyor. ayrica her seyi din uzerinden yorumlamasak da sadece bir canli kurtarmak, ev kosullarinda daha iyi yasam kalitesi sunmak olarak baksak daha iyi. ha illa ciftlestirmeyi dusunuyorlarsa soyle yapsinlar. birkac tanr kedi adayini ayni odaya koysunlsr, onlar disi icin kavga etsin birbirini oldursun, guclu olanla da disi isterse ciftlessin. her sey dogasina gore yapilacaksa bunlar yapilsin. dogada gidip hicbir disi baskasinin getirdigi erkekle ciftlesmez.

sahraxfittiko
sahraxfittiko

13144

uzun uzun bir şeyler yazmıştım ama , zaten anlamadığını fark ettim tek tuşla sildim yazdıklarımı.Ne olursa olsun kararından dönmeyecek galiba

sahraxfittiko
sahraxfittiko

13144

uzun uzun bir şeyler yazmıştım ama , zaten anlamadığını fark ettim tek tuşla sildim yazdıklarımı.Ne olursa olsun kararından dönmeyecek galiba

teddybal
teddybal

123895

Kısırlaştırma günah diye kesin hüküm vermeyiniz, öyle bir şey yok, dinde mantık da vardır ve yaşanan devrin şartlarına göre şekillenebilir bazı seyler. Günümüzde ise sokaktaki garibanların hali ortada, zaten kötü insanlar ağızlarından salyalar saçarak sokak hayvanlarının itlafını savunuyor, o garibanlardan bir tane evinize almak dururken onları bu rezil kaostan kurtarmak varken, niye o kediye verilebilecek yuva hakkını hiç doğmamış bir yavrunun dünyaya gelmesine neden olarak gasp edeceksiniz ki. Üstelik nüfus planlaması insanlarda bile var, (insanoğlu artık bir ya da iki tane evlat dünyaya getirip ona iyi bakmaya çalışıyor çünkü dünya eski dünya değil kaynaklar yetmiyor, kaynakları tüketense yine milyarlarca insan, dünya bu sayıya yetemiyor) Kedi napıyor bir doğurmaya bir yavru mu doğuruyor(!), 5 tane dogursa 5 eve kedi gönderdiniz, ama o evler sokaktan 5 can da kurtarabilirdi... Sonra da ağlıyoruz sokaklar başı boş kimsesiz canlarla dolu diye. Umarım aklı başında bir ekip kurulur hekimi, ilahiyatçısı, bilim insanı hep birlikte önce şu algıyı kırmaya çalışırlar. Herkese iyi geceler.

Aliye87
Aliye87

12038

@simbakedi kısır olmayanlarda da bu hastalıklara rastlanabilir elbette. Bunlar genel anlamda birer hastalık çünkü. Kısır veya kısır olmaksızın her kedinin başına gelebilecek durumlar. Örneğin bahsettiğiniz idrar yolu enfeksiyonunun henüz yavru bir kedide meydana gelmesi, internette araştırdığıma göre immün yetersizliğine sebep olan FIB virüsü, birtakım yaralanmalar ve mesane taşları gibi sebeplerden kaynaklanabiliyor. Bu hastalığın henüz yavru bir kedide meydana gelmesi spesifik bir duruma işaret eder (yani her yavru kedi bu riski taşımaz). Yine kartezyen bir ifadeyle örnekleyecek olursak kısır kediler için söylediğimiz obezite ve diabet gibi hastalıkların yine kısır olmayan kediler için de söz konusu olabileceğini söyleyebiliriz. Kısır olmak veya olmamaktan bağımsız olarak bakıldığında bunlar birer hastalık ve her iki grubun da buna müptela olması muhtemel. Yalnız kısır olmayan kedilerde bu durum biraz daha spesifik gelişirken kısır kediler artık "yeni yapıları, ve hormon dengeleri" itibariyle bu hastalıklara ve tehlikelere kısır olmayan kedilerden daha açık bir hale geliyorlar. Potansiyel bir müptela deyim yerindeyse.. Bünyeleri buna müsait artık çünkü. Birisi tabiri caizse "tesadüfen ya da bellir bir spesifik durum" sonucu bu hastalığa yakalanabilirken diğeri bu risklerin merkez haline geliyor. Aradaki fark bu kadar büyük her iki kedi arasındaki... Kısır kedide bu hastalıkların meydana gelme yüzdesi kısır olmayanlardan kat kat daha fazla ne yazık ki. Bunlar da tıpkı o bahsettiğimiz "rahim kanseri ve iltihabı" gibi tehlikeli ve hayati bir risk... Doğum yapan her kedinin mutlak anlamda rahim kanseri, yumurtalık iltihabı gibi hastalıklara yakalanacağını da kimse iddia edemez. Oysa obezite v4 diabet gibi hastalıkların kronik olma ihtimalleri bile var. Örneğin diabete yakalanmış kısır bir kedinin ömrü isterse 20 sene olsun, o hastalıkla yaşayacak hep (tıpkı insanlardaki diabette olduğu gibi). Belli bir tedaviyi ve takibi gerektirecek durumu ve belli bir mamaya mahkum yaşayacak belki de.. An itibariyle kedilere dair karşılaşılan hastalıklarda en çok öne çıkanlar ne yazık ki idrar yolu enfeksiyonları, böbrek taşları, hareketsizlik ve obezite sorunları... Bunlar rahim ve yumurtalık hastalıklarıyla kıyaslanamayacak derecede.


Burda bir parantez de açmak isterim: Doğum hep olumsuz ve yıpratıcı yönleriyle anlatılır. Doğumdaki yenileyici güç görülmek istenmez nedense. Bunun en bariz örneği, insanlar için normal ve sezaryan doğum arasındaki farkta kendini gösterir. Normal doğumda kadın çocuğunu doğururken, sancısı geldiğinde akan suyla birlikte tüm rahmi temizlenir, burayı doğum dışında bu şekilde temizleyebilmek tıbben de mümkün değildir. "Kadınlar zayıftır ama anneler güçlüdür" diye bir söz vardır. Bu biraz düşünülse üzerinde ciltlerce kitap yazılabilecek bir söz. Hangi hayvan olursa olsun dişilerin de -hele ki bu bir de kedigilse- doğumla birlikte tüm varlıksal potansiyelleri ve güçleri kuvveden fiile geçer.. Yavrusunu korumadaki agresifliği bile belki o ana göstermediği bir agresifliktir, kendini savunurken bile göstermemiştir ama yavrusuna karşı gösterir.. Hatta bu onun motivasyon kaynağı olur. Kısacası ve sözün özü, burada hiçbir şey siyah ve beyaz değil.. Grileri de görmek, meseleyi çok boyutlu değerlendirmemizi sağlar. En azından şunu diyebiliriz: "Kısır olmanın da olmamanın da kediler için hem avantajları hem de dezavantajları vardır."


Ömür konusuna gelince, kısırlaşmamış kedilerin de uzun yaşadıklarına kedi sahibi birçok dostumdan örnek verebilirim. Çoğu, aşı karşıtı aynı zamanda. Aşılatmamış kimseler kedilerini.. Bir ev kedisinin ömrünün uzun olması, yalnızca kısırlaştırılmasıyla açıklanamaz. Daha hijyenik bir ortamda yaşayıp sokakta "insandan" gelebilecek tehlikelerden korunmuş olmasının da bunda payı var (ki kedi ölümlerinin büyük bir yüzdesi de insan kaynaklı artık; işkenceler, tecavüzler,...), kısırlaşmaktan bağımsız olarak. Yoksa kedisi kısırlaşmanın ardından sadece 4-5 yıl yaşayıp yukarıda saydığım hastalıklardan kısır kedilerini kaybeden de var... Kısırlaşmanın ömrün uzunluğuna etkisinin biraz daha araştırılmaya ihtiyacı var bence... Bu hayvanların artık evde yaşamaları hasebiyle tehlikelerden korunmuş (dolayısıyla ölmemiş ve öldürülmemiş) olmasının payını tamamen kısırlaşmaya veremeyiz. Bunların kendi vahşi doğalarındaki yaşamlarında ömürlerinin kısa olduğunu söylemek için en az 4000 yıllık kedi geçmişini bir incemelek gerekir. (Tabi bugün o ortam yok artık. Kastım sokak yaşamı değil burda, altını çiziyorum. Dünya henüz bakirken, sanayileşmeden önceki dönemleri, hayvanların doğal yaşam ortamlarının henüz insan istilasına uğramadan önceki dönemleri diyorum.)
Önmel almak mantıklı diyorsunuz da, bu keşke bu kez de başka hastalıklara davetiye çıkmadan olabilseydi keşke... Diyorum ya her iki durumun da kediler için hem artıları hem de eksileri mevcut.
Kedisini çiftleştireceğine dışarıdan alsın da diyemeyiz bir kimseye :) Çünkü kabul etmek gerekir ki bu da bir tercih meselesi. Yavru alacaksa ya da bakacaksa kendi kedisinin yavrularını da tercih edebilir bir kimse.


Bir önceki yorumumda "kişiler belli maslahatları gözeterek, şartlarını ve ortamını hazırlayarak dilerlerse çiftleştirirler veya dilemezlerse çiftlestirmez ve kısırlaştırırlar" demişim... Burda sizin "birbirini öldürsünler o zaman" dediğiniz ortam kastedilmiyor. Benim burda belli şartları, ortamı sağlamaktan kastım; çiftleştirme taraftarı olan kimselerin öncelikle kendilerinin bilinçli insanlar olmaları, neyi ne için yaptığını bilerek sorumlu davranmaları, bu konuda kedilerinin sağlık durumunu dikkate alarak hareket etmeleridir, eğer çiftleştirmek istiyorlarsa... Kediye rağmen bir şeyleri yapmak değil, kedinin şartları bunun için uygunsa yapılmalıdır diyorum. Burda gelişigüzel bir tavrı kastetmiyorum... Bunun büyük sorumluluğunun altına bilgi ve donanım olarak girebilmeliler... Sağlayabiliyorlarsa eşlerini seçebilecek bir ortam da sağlamalılar... Dişi için neden erkekler birbirini öldürsün bu arada? Ki okuduğum bir yazıda dişi bir kedinin aynı anda farklı erkek kedilerden de hamile kalabileceği ve bu çocukları farklı batınlarda dünyaya getirebileceğinden de bahsediliyordu mesela. Burda erkek kediler arasında bir mücadele olabilir, ama öldürme?? Buraya kadar bahsettiklerim çiftleştirme tercihinde bulunan kimselerin tutumunun nasıl olması gerektiğine ilgiliydi.


Buna mukabil, bazı kimseler de kısırlaştırmak isterler. (Ben de kedisini kısırlaştıranlardanım, ancak bu meselenin %100 taraftarı da değilim ve elimden geldiğince meseleyi çok boyutlu ele almaya çalışıyorum. Bunu her şeyde uygulamaya çalışırım.) Burda da kedilerinin durumunu dikkate alabilirler. Ben de kedimi kısırlaştırdım, ama rahim kanseri olmasın, şu bu olmasın diye değil. Kedim yapı olarak fazlasıyla asosyal, narin, dışarda asla yapamayacak, ne yazık ki kendini fazla savunamayan, başka kedilerden irrite olan ve nefret eden bir yapıda olduğu için. Sahiplenmeden önce onu diğer kediler arasında uzun süre gözlemledim çünkü. Kendi cinsinden bir varlığa zerre alakası yok. Hayatı boyunca da başka kediyi arayabilecek bir yapıda değil. Tek olmaktan da gayet mutlu. Şimdi ben burda kalkıp onun bu yapısına rağmen onu başka kedilerle muhatap ettirmeyi düşünmem kesinlikle. "Ona rağmen"ci bir tavır takınmadım örneğin... Meyli olmadığı bir şeyi dayatmadım.
Demem o ki kısırlaştırırken de doğurturken de kedinin sağlığını, bireysel mizacını kendi isteğimizden de önde tutmalı, etraflıca düşünmeli.


İşte o "kişilerin tercihlerine, ruhsatına bağlı" dediğim şey, "kedilerinin durumunu dikkate aldıktan sonraki tercihleridir", bilinçsiz ve hesapsız bir tercih ve dayatması değil kişilerin. Kedilerine rağmen kendi tercihleri değil kesinlikle. "Rağmen"ci emrivakiye her zaman karşıyım. Ancak her iki durumu da yerine göre kedi için uygun gördüğümü söylemeliyim.


Son olarak meseleyi dinle açıklamaya gelince; bu varlıkların bir Yaratıcısı var, O Yaratıcı aynı zamanda onları yaratması hasebiyle en iyi tanıyan ve onların "gerçek sahibi" olan bir Yaratıcı... Yaratılmış bir varlığı değerlendirirken, o varlığın Yaratıcısının da hükümlerine bakmak gayet de makul bir tutumdur, vebal açısından da kişiyi vicdanlı davranmaya sevk eder.


Kaldı ki dinden bağımsız olarak da bakıldığında Kedici dergisi gibi birçok platformda hayvan sahiplerinin kısırlaştırma ve doğurtma konularında tercih haklarının olduğunu belirtiyor. Yani hem dinen hem de din dışı bağlamda bu konu kişilerin tercihine bırakılmış, dolayısıyla da yargılamalara kapalı bir konu.

Hilalkoca
Hilalkoca

2278

Arkadaşlar siz iyi misiniz? Sorunun amacı bu değildi ve siz cevaplarınız ile amacı fazlasıyla aşmışa benziyorsunuz. Düşünce şekline katılmıyor olabilirsiniz, yanlış buluyor da olabilirsiniz ama en azından o yavru için bir çözüm üretin eğer çözümünüz yoksa saçma sapan yazılar yazıp diğer soruların önünü kapatmayın lütfen.

Aliye87
Aliye87

12038

@Hilalkoca sorun da bu işte :) Tam da bu... Ben de farklı düşünenlerin neden sürekli linç yediğine bir açıklık getirmek ve bu durumu anlamaya çalışmak için yazıyorum dünden beri... Ne gerek var böyle şeylere diye. Bu tutumun makul hiçbir gerekçesi yok kesinlikle.

👏🏽👏🏽👏🏽👏🏽👏🏽👏🏽👏🏽 @hilalkoca

metmet
metmet

2243

@Hilalkoca siz tüm yanıtları okumadınız sanırım, bu soruna kesin bir çözüm var denmiş bu da kısırlaştırmak. Yani sorunun cevabı verilmiş ve bunun üzerine konuşulmuş, bir taraf yazarken tabi ki karşı tarafın diyecek cümlesi varsa yazar herkese açık bir platform sonuçta, güzel de cevaplamışlar ellerine sağlık üşenmemişler şimdi anlamayan varsa ilerde denk gelen biri anlar vazgeçer bu sevdadan diyip izah etmeye çalışmışlar sağolsunlar👏 Burdaki "cins" kedi kısırlaştırilsa ne kısırlaştırmasa ne...ne geçecek karşı tarafın eline, tek dusundukleri yine bu kedinin sağlığı yoksa niye bu kadar dil doksunler.

Aliye87
Aliye87

12038

@metmet kısırlaştırmayı bu kadar idealize edip güllük gülistanlık göstermeye, diğer görüşü de bu kadar şeytanlaştırmaya gerek yok. Kısırlaştıktan sonra neşesini kaybedip zindeliğini, hareketliliğini yitiren bir hayvan için her şeyin yolunda gittiğini söyleyemeyiz. Birçok saygın kuruluş bile yüzde yüz destekliyor değil şu olayı.. Bu kadar fanatizme ve taassuba lüzum yok.


Çözüm kısırlaştırma değil, sahiplerin, "kedilerinin durumlarını dikkate alarak" kedilerinin maslahatlarına karar verebilmelidir. O maslahat da her ikisi de olabilir. Vesselam.

metmet
metmet

2243

Aliye Hanım, yorumumu tekrar okudum ve hiçbir fanatiklik göremedim ama sizinki şu an buram buram fanatiklik kokuyor, sinirlenmişsiniz de🙂 Sakin olun herkes fikirlerini belirtiyor ve size tavsiyem bir şeyi bu kadar ateşli savunacaksanız da önemli yayınların makalelerini paylaşarak yorumunuzun altını doldurmanız ki görmeye dayanamadığınız kısırlaştırma tavsiyesi yorumları yapılmasın burada. Selametle...

Aliye87
Aliye87

12038

@metmet Gayet sakinim emin olabilirsiniz😊. Sizin tek bir çözümü (kisirlastirma) çözüm olarak göstermeniz fanatizmdir aslında, benim orta yolcu ve ılımlı tavrım değil.


@Hilalkoca'nın yazdığı şey, konuyu açan kişinin görüşüne ve farklı düşüncelere saygı iken, siz hala Hilal hanımı kısırlaştırma çözümüne yönlendiriyorsunuz, başka goruslerdeki kimseler hiçbir şey yazmamış gibi... Bu gormezden gelmeniz neden?:) Bırakın Hilal hanım, neyin ne olduğuna kendisi karar versin.. Hanımefendinin ne dedigini anladiginizdan emin misiniz? :) Bu yönlendirme sekli bir taassup ve şartlanmışlık kokusu tasimiyor mu?


Yorumunuzda bunu çözüm olarak yazdığınız için diyorum. Çözüm her ikisi de olabilir demişim duruma göre, bunun neresi fanatizm? :) Durumları, maslahatları gözetmek ve buna göre karar vermek, çareyi sadece kisirlastirmada gormekten daha farkli bir tutum degil mi? Siz kisirlastirmayi dogru goruyor olabilirsiniz, sozum sizin görüşünüze değil, baskasini yonlendirme seklinizedir burda..


Dikkat ederseniz ben orta yol izliyorum. İki durumun da artilarindan ve eksiklerinden bahsediyorum, tarafsizca.. Kendi kedimi de kisirlastirdigimdan bahsetmisim ayrıca.


Siz kendi savundugunuz gorusu savunanlara neden "atesli savunucular" tabirini kullanmadiniz acaba? Agresifligi kimlerin sergilediğine ve ifadelerde saygisizliga ve alaya varan tabirleri kimlerin kullandigina donup bakin isterseniz. Orta yol izledigim bir konuda da kalkip "atesli savunucu" yapmışsıniz :)


Otomatige baglanmis gibi surekli ayni savunmaları ve argumanlari ("kedilerde annelik duygusu yok, kisirlastirma gulluk gulistanlik süt liman, maazallah yavrulariyla ciftlesiyorlar olacak sey mi,...") gordugum bir konu hakkinda ilk defa gorusumu belirttim ben.. Bu saygisiz uslup ve carpik mantik bu konu hakkinda açılan her soruda sergileniyor cunku. İsin ilginc yani diger görüşün iyi olabilecek yonleri bile kotu gosterilirken kısırlaştırmadaki tehlikelerden hic bahsetmeyen bir dil... E onlari da konusalim... Artısıyla eksisiyle. Kime neye hizmet ediyoruz bu tavrımizla? Hakkin ve hakikatin yaninda miyiz gercekten bu sekilde?


Size istastikleri dokuman olarak sunma geregi duymuyorum. Şu foruma bile baksanız, veterinerlerle de bir hoş beş cayiniz varsa kendiniz de delilli olarak görürsünüz kedilerin su an en cok hangi hastaliklarla bogustugunu... Yabanci diliniz varsa cesitli kuruluslarin makalelerini de gorebilirsiniz nette.. Bana da gokten inmedi, vaktim neredeyse bu konularla geciyor, kedim icin vicdanen de insafen de en iyisini sunabilmek ve yapabilmek adina.


Ve her hayvanseverin bu konulari tarafsizca takip etmesi gerektiginden yanayim. Propaganda ve goygoy dilini ve tavrini bir kenara birakip, hakikatin hatrini her şeyin ustunde tutmalarindan yana...


https://www.google.com/amp/s/www.sfgate.com/pets/yourwholepet/amp/The-unspoken-truth-about-spaying-and-neutering-2464233.php


https://www.brown.edu/Research/Colwill_Lab/CBP/spaynueter.htm (karsilastirmali anlatim)


https://derwent.es/en/benefits-and-risks-of-spaying-neutering-cats/ (karşılaştırmalı anlatim)


Kedici dergisinin de yeni postlarindan biri: "Kedisini kisirlastirmak isteyenler kisirlastirabilir, uremesinden yana olanlar da bu konuda gerekenleri yaparak uremesini saglamali." Instagram hesaplarından ve web sitelerinden bakilabilir bu posta (Hani var mi bir zorunluluk, dayatma ve linç dili burda?)


Petlebinin dahi kullandigi ifade: Faydalariyla ve zararlariyla kisirlastirma:
https://www.petlebi.com/blog/faydalari-ve-zararlari-ile-kedi-kisirlastirma

Soruya cevap yazabilmek için üye girişi yapmalısınız.

Üye Ol Giriş Yap