Van Kedisi

Genetik bir bozukluk sonucu her bir gözü farklı renkte (mavi, yeşil, kehribar) olan güzeller güzeli Van Kedisi, asil ve kendinden emin duruşu ile her zaman farkını belli eden ırklardan biridir. Van şehrinin tescilli bir değeri olma niteliği taşıyan bu cins hem karada hem de suda başarılı bir şekilde hareket eder. Diğer birçok ırktan farklı olmak üzere çok iyi bir yüzücü olduğu ve hatta kendiliğinden suya giren tek tür olduğu bilinmektedir. Suyla arasının iyi olmasının yanı sıra dengeli ve sıcakkanlı tavırları ile de fark yaratmaya devam etmektedir. Yavruluk döneminden itibaren sosyalleştirildiğinde aile bireyleri ile sıkı bağlar kurar. Ancak her zaman aile bireyleri arasından bir ya da iki kişi onun favorisi olarak kalır.

Oldukça aktif ve atletik bir yapısı vardır. Çok zeki olduğu bilinir, küçük numaraları hızla öğrenebilir, yine de son kararı kendisi verecektir. Öğrendiği her şeyi her zaman uygulamaz. Veteriner ziyaretleri ile arasının pek iyi olmadığı söylenebilir, evlerinden ayrılmak ve yolculuk yapmak dahi onların kendilerini hasta hissetmesine neden olabilir. Onunla ilgili bilinmesi gereken en ilginç şeylerden biri hisleri doğrultusunda burun renginin değişebilmesidir. Pembe iken sorun yok, ancak burnu kırmızımsı bir renk alırsa onu yalnız bırakmakta fayda vardır. Kısıtlanmaktan da zorla tutulmaktan da hiç ama hiç haz etmez. Kucak kedisi arayanlar için doğru bir tercih olmayacağı aşikardır. Fakat o istediğinde, ailesinin yanına kıvrılıp, rahatsız edilmeden uyumaya da bayılır. Yaşam alanına farklı kedilerin girmesine izin vermediği ve bölgesini korumaya meyilli olduğu bilinmektedir. Oyun oynamayı severler ancak yalnızca fiziksel olarak değil mental olarak da meşgul edilmeleri gerekir. İyi birer sorun çözücü oldukları için bilişsel gelişimlerine uygun oyuncakların bu süreçte onlar için çok faydalı olduğu ileri sürülür.

Van Kedisi Nerenin Kedisi?

Türkiye’nin Van ili anavatanıdır. Yüzyıllar boyunca bölgede izole bir şekilde yaşadığı ve daha sonra Batılıların keşfi ve İngiltere’ye götürülmeleri ile dünyaya yayıldıkları bilinmektedir. Amerika Birleşik Devletleri’ne ilk kez 1982 yılında götürülmüşlerdir. The International Cat Association tarafından 1979 yılında tanınmışlardır. Doğduğu anavatanlarında dahi nadiren görülen bir cins olarak her zaman değer görmüşlerdir. İlk olarak “Türk Kedisi” olarak bilinirliklerini arttırmışlardır, daha sonra bugünkü tescilli isimlerini almışlardır. İzole ortamlarında hayatta kalmalarını sağlayan avcılık içgüdüleridir.

Van Kedisi Ne Kadar Yaşar?

Orta büyüklükte ve yavaş olgunlaşan bir cins olma özelliği taşır. Tam olarak büyümesi 3 – 5 seneyi bulabilir. Sağlıklı ve uzun ömürlü bir safkan oldukları söylenebilir. Ortalama ömürleri 12 – 17 yıl arasında değişebilir. Düzenli veteriner kontrolleri sırasında sağlık durumlarının yakından takip edilmesi, düzenli egzersiz yapmaları ve formlarını korumaları sayesinde uzun ve sağlıklı bir hayat sürebilirler.

Van Kedisi Çok Tüy Döker mi?

Tüyleri orta seviyede dökülmektedir. Haftada 1 kere yumuşak bir fırça ile fırçalanmaları tüy dökülme sorununu azaltır ve aynı zamanda onunla bağ kurulmasını da sağlar. Tüyleri kışın çoğalır, yazın azalır. Kışın tüyleri uzasa da çok soğuk havalara karşı tüyleri onları korumakta yetersiz kalır. Kürkü yumuşak ve ipeksi bir dokuya sahiptir. Kuyruk bölgesindeki tüyler kabarıktır ve tilki kuyruğunu andıran bir kuyruğu bulunur. Tüylerinin baskın rengi beyazdır. Ancak bazılarında gri çizgiler, kahverengi çizgiler veya rastgele şekiller olabilir.

Van Kedisi Ne Kadar Süre Hamile Kalır?

Gebelik süreleri ortalama 62 gündür. Her sene Şubat, Mart ya da Haziran aylarında kızgınlık sürecine girerler. Bu süreçte hamilelik oluştuğunda çoğunlukla aynı sene içerisinde bir daha kızgınlık yaşamazlar. Gebelik onların yüksek hassasiyet gösterdiği süreçlerdir. 30 gün tamamlandığında karnı belirgin bir hâl alır ve o zamandan itibaren karnına dokunulmasına izin vermez. Doğum esnasında da diğer birçoğu gibi gözlerden uzak, kuytu bir yer arayışına girer. Doğum yapmasının ardından göbek bağını koparır.

Van Kedisi Kaç Yavru Doğurur?

Her batında dört adet yavru doğurdukları söylenebilir. Yavruların gözlerinin açılması için yaklaşık 10 gün geçmesi gerekir. Anneleri yavruları doğar doğmaz onları temizler ve emzirme süreci başlar. Doğum yaptığı alanda rahat ve huzurlu olması sağlanmalıdır. Dişi kendini ve yavrularını güvende hissetmediği takdirde daha güvenli bir yer arayışına gidebilir. Dişinin yavruların yanından ayrıldığına pek rastlanmaz, yalnızca ihtiyaçlarını karşılama sırasında onlardan uzaklaşmayı tercih eder. Emzirme süreci 50 ile 60 gün boyunca devam eder.